Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

224 syf.
·
Puan vermedi
·
22 saatte okudu
KORKUNÇSUN SADE!!!
İncelemeye başlamadan önce "kitabı beğendiniz mi ?"diye bir soru ile karşılaştım. Beğenmek mi ? Bu kitabı on üzerinden puanlamaya kalkmak bile kitabın kendisine hakaret olur. Kitabın adından mutlu bir romanı kavuşamama hikayesi beklemiyordum zaten siz de beklemeyin. Ama şimdi kitabın adı
Yatak Odasında Felsefe
Yatak Odasında Felsefe
diye de sabah akşam her bir satırda sevişme sahnesi canlanmıyor orgazmlar havada uçmuyor, inlemeler basmıyor odayı sevgili okurlar. Tabi olayın bir odada geçtiğini kavramak zor olmasa gerek.
Marquis de Sade
Marquis de Sade
'nin erotik edebiyatının en önemli yazarlarından biri olduğunu hatta ve hatta sadizmin kökeninin ondan kaynaklandığını keşke eseri okumadan önce biliyor olsaydım. Hatta daha da ilgi çekici olan Sade'nin 29 yılını hapishanede,13 yılını akıl hastanesinde geçirmiş olması.... Doğrusu nedenini araştırma gereği duymadım daha fazla ürkmemek adına. Neyse olan oldu okuduk bitti.... Ensest ilişkilerden tutun da ,bir kadının anüs ve genital bölgesinin iğne ile dikilmesine kadar ne ararsanız mevcut. Genç bir kızımız var. Güzel mi güzel,bakire, alımlı bir şey. Çok da gerekliymiş gibi konu onun teorik ve pratik anlamda eğitilmesi ile başlar. Bir nevi liberentlik eğitimi de denilebilir. Zaten Sade de kendini " Evet,ben bir liberentim. İtiraf ediyorum. Bu konuda akla gelebilecek her şeyi düşündüm ama düşündüğüm, tasarladığım şeyleri yapmadım elbette. Ve kesinlikle de yapmayacağım."diye tanımlamıştı. İçimden bir an "ama masum mu masum bir kıza yaptırırken hiç öyle değildi."demek gelmedi değil. Arkadaşlar kitap ciddi ciddi tüyler ürpertici, korkutucu daha nasıl bir tabir bulunabilir bilmiyorum ama vahşice bir kitap. Az evvel bahsetmiştim ya her şey güzel bir kızın eğitilmesi planlarıyla başlıyor. Tabii bu planlamayı yapan iki kardeş.(Kız erkek)Akıllara zorunlu bir eğitim gelmesin gayet gönüllülük esasına dayalı .Tek sorun birebir beklenen bir ilişkinin aksine grupla verilecek bir eğitimden haberi olmayan Eugenie... Tabii iki kardeş hallerinden epey memnun ensest yapmaya alışmışlar .Hı,evet evet ensest. Hatta bunu şöyle de meşrulaştırmıyorlar mı! "Ensest daha mı tehlikelidir ? Hayır kuşkusuz aile bağlarını genişletir. Ensest bize doğanın ilk yasalarınca buyurulmuştur." (147 .sayfa) Doğanın ilk yasalarınca derken kastettiklerine dair bir fikir beyan edemiyorum ama insanlığın yaratılışına gidilirse konu bazı kesimleri rahatsız eder bundan eminim Tabii yazar burada ensest ilişkiyi savunurken günümüz koşullarını pek de umursamıyor orası kesin. Açıkçası kitapta zaten asla tasvip edemediğim ,okurken mideme ağzıma getiren ensest ilişki diyalogları vardı. Öte yandan özgürlük,Ateizm ,sodomi gibi konular da tartışılabilir. Bir alıntı üzerine daha derinlemesine yorum yapmanızı sağlayabilirim. "Tanrı'ya inanmak için insanın aklını yitirmesi gerekir.(34. Sayfa)" Tabi ben alıntıyı paylaşınca kâfir damgası yemiştim çok mu çok mühim (!)bir bireyden:) Buradaki ima çok korkutucu olmanın yanı sıra inanılmaz bir cesaret gerektiriyor .Tıpkı Nazi kamplarında işkenceye maruz kalan bir bireyin duvara yazdığı "Tanrı varsa eğer gelip ayaklarıma kapanması gerekiyor ."cümlesi ile aynı mantıkta ilerliyor ki bu düşüncesinin altı asla boş değil bakalım ne doldurmuş. "Kendi kendine hareket eden bir evrenin düzmece yaratıcısına karnımız tok; kapsamdan yoksun ama kendi devasallığı ile her şeyi dolduran bir Tanrı'yı, her şeye kadir olan ama asla arzuladığı her şeyi yerine getiremeyen bir Tanrı 'yı istemiyoruz. Son derece iyi olmasına karşın yalnızca hoşnutsuz kullar yaratan bir varlık istemiyoruz. Hayır, doğayı rahatsız eden, karışıklığın babası olan dehşet saçan ,insanı harekete geçiren bir Tanrı istemiyoruz."(123.sayfa) Sanırım bu konuda sizden istirhamım geniş bir bakış açısıyla bakabilmeniz olacaktır. Tabii yazar gibi "günümüzde akıl yürütmeyi bilen tüm insanların tek sisteme Ateizm'dir." (122. Sayfa) demeyeceğim zira bu dogmatik bir söylem olur. Kitabın her sayfasında" Lanet Tanrı" lafını görebilirsiniz .Hatta sayımlarıma göre 21 kere kullanılmıştı Tabii daha çok sevişme esnasında. Hayır ,Tanrı'yı artık bir rahat bırakın deyiverirken : "MADAM DE SAINT ANGE: "Bir daha Tanrı'yı düşünmeyeceğine ,asla onunla ilgilenmeyeceğine ,yaşamının hiçbir anında onu yardıma çağırmayacağına ve ömrün boyunca ona geri dönmeyeceğine bana söz ver ."(39. Sayfa) diye küçük kızın aklını çelmez mi ! Bu ne sanki evlilik ahdi! Zaten bir kızın ve bir erkeğin kızı aralarını alıp onların tabiriyle arkadan önden düzmeleri ,kızı annesine karşı doldurmaları yetmezmiş gibi bir de şimdi onun Tanrı'sından uzaklaştırıyorlar. Ah ! Evet bunlar delirmiş. Eugenie'nin annesi tabii örf,adet gelenek iffet ve benzeri kavramlara çok değer veren birisi ve kızını da kendince bunlara ters düşecek hareketlerden muhafaza etmeye çalışmış sadece ama bir söz kızı zaten kendisinden uzaklaştırmaya yetmişti : "İffet artık modası geçmiş bir eylem." Hıhıhıhımmmm.... Kızımız" siz neler diyorsunuz ?" falan filan diye köpürmüyor boşuna beklemeyin. Aslında o da içindeki insanı çıkarmış gibi. EUGENİE: " Hayır, şerefim üzerine,asla bunu istemiyorum. İffetli olmaya en ufak bir eğilim duymuyorum.(39.Sayfa) Bizim küçük kız da öyle masum değilmiş değil mi? İnanın bana kitapta her türlü erdem çiğnenmiş. Öyle ifadeler var ki siz okumaya korkarken yazar bunu büyük bir zevk ile yazmış anlaşılan. Sadece birini sunacağım sizlere: "Sizi fahişe olarak görmelerine izin verin, göğüslerinizi gösterin onlara. Eğer onlarla gözden uzak yerlere giderseniz patavatsızca eteklerini kaldırın....Bla....Bla....Bla.... Kötülük denen yola sokun onları!" (75.Sayfa) Yazarın hayatını okursanız yazdığı her bir satırda zaten kendisini göreceksiniz .1795 yılında basılan bu kitaptaki cümleleri de bakın bir ! Bir başkaldırı söz konusu tüm kuralları ama tüm kuralları ezip geçiyor . Kabul edelim yazar ,muazzam bir cesareti örneği . Evet devam ediyoruz. Aranızda THE HUMAN CENTİPEDE filmini izleyenleriniz var mı ?Diğer bir adıyla Kırkayak insan.. İnsanların anüslerinin arkadaki kişinin ağzına dikilmesini konu alıyordu,dehşet vericiydi ,tavsiye etmem:) Tabii ki burada öyle bir durum söz konusu olmasa da artık benliğini iyice kaybeden kızımızın annesinin annesi ve vajinasını iğne ile dikmesini okuyacağız. Tabii ki de uyanıkken... MADAM DE SADNE ANGE: "...şimdi zehrin yayılabilmesi için Madam'ın damarlarında dolaşması çok önemli. Dolayısıyla Eugenie'nin sizin hem amınızı hem de kıçınızı güzelce dikmesi gerek" EUGENİE:" Mükemmel, Haydi!" İğneler gelsin,iplik !(184.Sayfa) Evet ,evet "Haydi !" diye bağıran kızı. Eğer güzel bir mideye sahipseniz okuyabilirsiniz yok değilseniz uzak durmanızı tavsiye ederim. Kitabın içeriğine fazla girmem hoş karşılanmayacak tepkilerle sonuçlanacaktı. Bu yüzden en uygun şekilde anlatmaya çalıştım. Kitabı son bir alıntı ile bitirelim madem: " Günahlarım kişiseldir."(62.sayfa)
Yatak Odasında Felsefe
Yatak Odasında FelsefeMarquis de Sade · Ayrıntı Yayınları · 20182,111 okunma
·
447 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.