Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

512 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Hepimize iyi ve bereketli haftalar dilerim. Bu incelememiz oldukça uzun olacak ama ne anlatırsak anlatalım okyanustaki damla misali eksik kalacak bir yazı dizisinden ibarettir. Şöyle biraz da özendirelim istiyorum, kitabın sonunda bizleri çok merak uyandırıcı 18 maddelik bir şölen bekliyor. Bir önceki kitapta, Kayıp Kıta Mu serisinin çok önemli olduğunu, alanında tek olduğunu, değerli bir çalışma olduğunu ve mutlaka okunması gerektiğini belirtmiştim. Sıralı okuduğum için tekrar eklemeye gerek duymadığım için kısa özet geçtim. Köken, biraz daha özet diyebileceğimiz nitelikte, genel bir kitap olarak karşımızda. Yani belirli bir sıra aslında tüm yaşananların, tüm bulunanların sıralı bir özeti niteliğinde. Kendimce kitabın en doğru tanımını bu şekilde görüyorum. Özellikle Yonaguni adındaki dalgıcın keşfi bu bağlamda çok önemli ve ben bu olayın çok fazla duyulduğunu düşünmüyorum. Şöyle bir haber bilgisi aktaralım: onedio.com/haber/uzaylilar... Dikkatimizi çeken soru ve cevap da aslında ilginç. Çünkü bu tezler ve araştırmalar, bulunan tüm belgeler ve aktarılanlar bizlerin aynı kökten geldiğini bir şekilde kanıtlamaya yönelik. Yani hepimiz aynı kökten geliyorsak bu aynı zamanda kutsal dinlerdeki Adem ve Havva olayının temelini de kanıtlayan nitelikte oluyor. Çünkü kutsal inançlarda Adem ve Havva üzerinden insanlığın ortaya çıktığı aktarılır. Gerçi o bölümde de kardeş kardeşe, oğul anneye kız babaya şeklinde sapıkça yorumlar olduğu gibi bunlara inanlar da var. Komik olan ise bunu düşünecek kadar bozuk zihniyettekilerin; Adem ile Havva’yı yaratanın başka insanları da yaratabileceğini düşünmüyor oluşlarıdır. Yani basit bir tez ama bir yalanı ne kadar sık tekrarlarsan o kadar inandırıcı olur tezinin de kanıtı niteliğindedir. Biraz daha genel bir kitap olduğundan önceki kitabın okunması şart değil kanımca. Tabi inandırıcılık biraz daha aşağıda kalıyor. Çünkü yazılanların net bir kanıtı yok. Belge yok. Tabi oldukça geçmiş zamandan söz ettiğimiz için tek tek kanıt çıkarılması zor. Gelecekte ilerleyen bilim ve buluntuları da göz önüne aldığımızda tamamen görmezden gelebileceğimiz bir eser değil. En azından insanların bir şeyler için çabaladıklarını görüyoruz ve çalışmaları da merak ettiğimiz için okuyoruz. Burada bahsettiğimiz inandırıcılık meselesi aslında Tahsin Mayapetek ve onun araştırmalarının sonuçlarını olduğu giib yayımlamak yerine Mustafa Kemal Atatürk’ün ona sonradan inanmadığı nitelikte sorular gönderip eserleri talep edip ülkemizde yeniden dilimize çevirttirmesi ve kendisinin okuması. Tahsin Bey biraz da inançsız olması nedeniyle farklı yorumlar getirip araştırma sonuçlarını görmezden gelince kitabın daha doğrusu onun araştırmalarının da inandırıcılığı haliyle etkisiz kalıyor. Bu kitap ise biraz daha derin demiştik. Çünkü burada Mustafa Kemal Atatürk’ün çok etkilendiği Mayalar ve Kayıp Kıta Mu dışında bir de Mayalar üzerindeki araştırmaları okuyup bunlara dair belgeleri de gözlemliyoruz. Hiç bilinmeyen, bilinse de gündeme getirilmeyen Mayaca-Türkçe çalışmalar ve Atamızın bizzat yaptığı 150 kelimelik bir çalışma da yine burada yer ediniyor. Daha önce de binbir zahmetle okumayı başardığımız orijinal Churchward’ın MU kitaplarından önemli bölümler, MU özelinde elde edilen tüm kanıtlar da bu kitabın içerisinde. Aynı zamanda Türk tarihinin yaklaşık 7000 yıl evveline giden tarihine yönelik bizzat Atamızın da çalışmalarını göreceğiz ki iki koca kitap, bir insanın ömrünün okumayla ve araştırmayla geçmiş büyük kısmı ve vefatından evvelki 2 yılını verdiği bu hadiseler neticesinde ısrarla sorduğu bir soruyu buraya gündeme taşımak gerekiyor. Evet, Orta Asya’dan geldik fakat Orta Asya’ya nereden geldik? Mart 1938 yılıyla başlıyoruz kitaba. Kronolojik bir sıra olmadığını belirtelim. Tabi bu kitapta neyden bahsedersek az ama böyle bir konudan, insanların hatta akademisyenlerin önemsemediği ve gülüp geçtiği bir konudan neler öğrenebilir ve kanıtları nasıl inkar edemeyiz bunları da detaylıca görüyoruz. Bilhassa insansız denilen pek çok ama pek çok adacıkta bulunan heykeller, motifler ve bu motiflerin Türkler ile bağlantıları asla inkar edilemez. Hele ki bütün dünya Mısır Piramitleri ile ilgilenirken Çin ülkesinin Türk piramitlerinin olduğu bölgeleri kapatması ve bu piramit bölgesini de ağaçlandırarak yok etmeye çalışması kesinlikle bilinmesi gereken konular arasında görülüyor. Bu ne demektir biliyor musunuz? Asya’dan geldi denilen Türk uygarlığımızın yani Atalarımızın aslında dünyanın medeniyet denildiğinde öne çıkan tek devleti olmasıdır. İşte bu çalışmalar rahmetli Mustafa Kemal Atatürk’ün ömrü yetmeyince bunu fırsat bilenler tarafından hemen rafa kaldırılıp yok edilmek istenmiş. Dışardakiler değil de içerideki bu sessiz ve sinsi düşmanlar gerçek manada bizlere zarar vermeye devam ediyor. Gülerek yemek yedikleri sofralarda yakın arkadaşları birbirlerine düşürecek kadar kayboldukları iğrenç siyasetleri ötesinde aklın ve bilimi asla umursamayan ve asla çabalamayan bu zihniyetler ile mücadelemiz devam edecek. Yine ilgi çeken Sinan Meydan araştırma eserleriyle devam edeceğimizi, okumak isteyenlere de yardımcı olacağımızı belirtir, hepimize iyi okumalar dilerim..
Köken
KökenSinan Meydan · İnkılâp Kitabevi · 2019185 okunma
·
124 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.