Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

80 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
1930 yılında Serbest Cumhuriyet Fırkası kurucuları arasında yer alan Kars Milletvekili Ahmet Akif Ağaoğlu tarafından yazılan bu kitap içerisinde İngiltere'nin evrensel siyaseti, Asya ve Afrika'daki özel durumu, İslam alemi ile olan ilişkileri ve bizim bu dünya içerisinde almış olduğumuz yeni ve çok önemli yerimiz; Hindistan yolu üzerinde olmamız tarihi geçmişimiz, Mısır ve halifelik gibi durumlardan kaynaklı ilişkiyi ve önemini ortaya koymaktadır. İngiltere kitabın yazıldığı dönem itibariyle dünyanın en güçlü devleti olması sebebiyle önemli bir kitap sayılabilir. Ağaoğlu, İngiltere'yi anlayabilmek için öncelikli iki ayrı kişiliğe sahip olduğunu belirtir. Birincisi, ülke içersinde yer alan İngilizler, ikincisi ise ülke dışında yer alan İngilizler. Taban tabana zıt olan bu karakter onun siyasetini, dünya görüşünü yansıttığını belirtir. İngiltere'nin en çok saldıraya uğramış ülke olduğunu söyler ancak bunu en çok sözünü kullanarak ifade etmesi bana çok inandırıcı gelmedi ancak 1930 yılında yazıldığını unutmamak gerekir. İngiltere tarihi ile devam ederken bir çok göç ve istila ile uğraştığını kökenlerinde yer alan Anglo-Saksn kültürünü zaman içerisinde tekrar ortaya çıkardığını gözler önüne serer. Zaman içerisinde İngiltere'nin devlet sisteminin oluşumu noktasında kısa açıklamalar yapar. İklimin şiddeti, toprağın az verimli olması, İngilizi sürekli dışarıda yaşam kaynakları aramaya zorladığını yazar. İngiltere'nin yüzölçümünün 230.000 kilometre kare olması rağmen yönettiği toprakları kendi topraklarının 170 kat daha büyük olduğunu ( yaklaşık 40.000.000 kilometre kare ) nüfusunun 43 milyon yönettiği insanların ise yaklaşık 450 milyon olduğundan bahseder. Bunu nasıl başardığını kitabında açıklamaya çalışır. İlk bölüm İngiliz bakanlar kurulunun verilmesiyle biter ve sonrasında dışarıdan yani Hindistan'dan incelenmesi gerektiğini yazar. Üstün İngiliz ırkının kendine olan bakışıyla başlan zaman zaman bir çok kişinin sözlerini alıntı yaparak ilerler. Sömürgelerini üçe ayrırarak; hükümdara bağlı sömürgeler, yarı özerk sömürgeler, tam özerk sömürgeler diye üçe ayrırken Hindistan'ın tam özerk sömürgeler içerisinde yer aldığını yazar. Onu koruma ve savunma endişesi İngiliz siyasetini belirler. Cebelitarık, Malta, Mısır, Süveyş kanalı, Aden, Bahreyn, Irak, Basra, Benderuşir, Şeylan, Hayber geçidini kontrol etme zorunluluğunu vurgular. Hindistan tarihine kısaca değinir. Brahma, Buda, dinlerinin ortaya çıkışı zaman içerisine Hristiyanlığın ve İslam'ın Hindistan'a yayılmasını ve sosyal yapısını ortaya koyar. Coğrafi keşiflerle ilk gelen Portekizlerin ardından Hollandalılar, Fransızlar ve İngilizler gelir. İngilizler bu toprakların engin, servetçe tükenmez kaynaklarını kaybetmemek ve bu kaynakları en verimli hale getirmeye çalıştığını belirtir. 1930 yılında bazı sayısal verilerden bahseder. Hindistan köylüsünün yıllık gelirinin 30 Rupi olduğunu ancak vergiler çıktıktan sonra 17 Rupiye gerilediğini yazar. Biraz araştırma yaptım bunu okuduktan sonra. 1 lira o dönemde 101,39 dolar, 82,83 sterlin ve 94,07 euro yapmaktadır. 1930 yılında orta öğretim öğretmeni 144 lira maaş almaktadır. Yani bir öğretmenin maaşı 11.927,52 sterlin, 14.600,16 dolar yapıyor. Buna karşılık Hindistan'da bir köylünün yıllık geliri bir öğretmenin aylık kazancının yarısı kadar ancak yapabiliyor. Hindistan'ın kalkınması ve yaşam standartlarının yükselememesinin nedeni düşük ücretler olduğunu vurguluyor. Salgın hastalıklar ve açlıktan kaynaklı ölümlerin ciddi boyutlara ulaştığını İngiltere'nin nüfusunun yarısına ulaştığını söylemektedir. Bir çok konudan bahsederken eğitimden hiç bahsetmedik diye kendi kendine soru sorar. Çünkü eğitimli kişileri yönetmek ve baskı uygulamanın zor olacağından bunun kasıtlı bir şekilde yapıldığını yazar. Okuma yazma oranını belirtirken 1920 yılında okuyup yazanların sayısı sadece 12 milyon erkek 600 bin kadar kadın olduğunu söylemektedir. Nüfusa oranla baktığınızda rakamlar oldukça manidar. Bunların da Avrupa kökenli insanların ya da onlara yakın olan Hindistanlı ailelerin olduğunu belirtir. Dünyayı etkileyen milliyetçilik neden Hindistan'da etkili olamıyor sorusuna cevap verirken din anlaşmazlığı ile ırk ve dil ayrılığı olduğunu belirtir. Mahatma / Kutsal Gandi'nin zaman içerisinde ülkenin fikir babası oluşunu ve etkilerini yazar. Sonuç ne olacak? ile kitabına son verir. Hindistan'da var olan ayrımlar, dil, ırk, kültür farklılıklarının yanında İngiliz siyasetinin gelecekte nasıl şekilleneceğini ya da şekillenmek zorunda kalacağını vurgular. Türk, Japon ve Çin devrimlerinin Doğu'yu ister istemez ayaklandıracağını söylerken zaman içerisinde haklı olduğunu göreceğiz. -''Hindistan yaşacak değil mi'' Mösyö Perno -''Hindistan yaşıyor!'' Biz de son söz olarak diyoruz ki: Hindistan hem yaşıyor hem de yaşayacaktır.! Tarihe ilgi duyanlara mutlaka okumasını önereceğim kitaplar arasına 80 sayfalık bir kitap daha girdi. Dünya tarihi ve siyasetini, İngiliz politikasını anlamak için göz atmanız gereken eserlerden. Kitaba puanım 8/10
İngiltere ve Hindistan
İngiltere ve HindistanAhmet Akif Ağaoğlu · Dorlion Yayınları · 20232 okunma
·
64 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.