Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

160 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
15 günde okudu
Diego: Susmak haksızlık karşısında, kaybetmek demektir zeytin ekmeği ve yaşama hakkını! Ekmeğinize sahip çıkmak için dahi yenmeye mecbursunuz bugün korkunuzu! Uyan ey İspanya, uyan artık! Yabancı’dan sonra oldu okumam. Yabancı’da toplumun değer yargılarıyla biçimlendirilmeye çalışılan ve bu dayatmalara yabancılaşan, sonucunda da içe kapanık, kafası dumanlı bir Camus görürken, Sıkıyönetim’de otoriter ve hak savunucusu, halk savunucusu bir Camus var. İspanya’nın Cadiz şehrini ele geçiren, insanlarının korkularıyla beslenen, insanlar sindikçe, tek tipleştikçe yayılan, farklı sesler azaldıkça çoğalan, insanları düşünmekten alıkoymakla ele geçiren, insanlarının itaatkar halini fırsata dönüştürerek yasalaştıran bir yönetim (bir hastalık) düşünün; ne sıkı bir yönetim… Hareket etsen dikkat çekecek, ağzından istemeden bir söz çıksa damgalanacak, itiraz etmeye çalışsan vurulacaksın. Yani yok olacak, kaybolacak, olmayan haklarından mahrum olacaksın. İnsanlar bu korkularla sinecek, duyarsızlaşacak, çaresizleşecek ve çürüyecek ve yaşayan ölüler olarak yaşarsan yaşayacaksın. Bu kitapta yönetimi Veba hastalığıyla benzeştiriyor Camus. Nasıl başarılı bir benzetme. Tıpkı veba gibi ele geçiriyor yönetim insanları, korkutuyor, çaresizleştiriyor ve öldürüyor; öldürdükçe güçleniyor. İnsanlığa olan inancını yitirmeyen Diego buluyor hastalığın çaresini; korkusuz olmak. Halk korkusuz oldukça hastalık siniyor, zayıflıyor, küçülüyor, etkisini yitiriyor. İşte o zaman Veba’yı şehirden uzaklaştıracak rüzgar esmeye başlıyor ve halk kazanıyor. Halk bilincine varıyor yaşamın ve yaşananların.
Sıkıyönetim
SıkıyönetimAlbert Camus · Can Yayınları · 2018470 okunma
··
91 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.