"Tanrı Baba, kusura bakma ama, her pazar senin evinde aynı filmi seyretmektense arada bir de olsa babalarımızdan beyaz, gümüş yirmibeşliği havada kapıp Şehir Sineması'na gitmeyi düşlüyoruz! Hele hele, Tarzan'ın ağaçlardan ağaçlara sarmaşıklarla atlarken bir taraftan da "Aaaaiiia ..
aa!" diyerek bağırmalarına, aslanlarla boğuşmalarına, oğlu Boy'un, karısı Jane'in maceralarına bayılıyoruz! Bir de Çita adlı maymunun bir kenarda oturup elindeki muzu soyarak afiyetle yiyişini izlerken onu kıskanıyor, hasetimizden çatlıyoruz! Çita muzu yerken bizler muzun tadını bilmesek
de yalanıp yutkunuyoruz! Kavun ve karpuzdan başka doğru dürüst bir meyve de bilmediğimizden sırf muz yiyebilmek için Çita olmaya bile allahvekil razıyız!