Ali Şeriati, bu eserinde içerisinde yaşadığı toplumun vahyin önüne geçirilmiş genelek ve anlam bakışını sosyolojik tahlillerle ifşaa etmeye çabalamaktadır. Bir putlaştırma ekseni olarak da bakabileceğimiz, gayrı İslamî ve onun diriltici soluğuna aykırı birikimsel tarihi bir mirası, yıkmaya yeltenmekte ve onun yerine Vayhin muradı etrafında saf ve temiz olanı yerleştirmeye ahd etmektedir. Bu minval üzre, Hacc, Zekat, Namaz, Dua gibi Yüceler yücesinin öğretilerini psiko-sosyal çerçevelerle irdelemekte, onları öz ve ruh temelleri üzerinde derin ve ufuk açıcı anlam bağlamlarıyla okuruna sunmaktadır. Yazar, bir empati edasıyla kendini İslam coğrafyasında daim ötekileştirilmiş bir genç kız yerine koyarak, onun acı mağduriyeti, buruk hüznü ve nahif üslubuyla konuşmaktadır. Suçluyu dışarıda aramak yerine bizzatihi kimliğin inşaasında ilk nokta olan aileyi ve anne babayı işaret ederek, tatlı ve masum bir hal ile tepki göstermektedir. Yaşantısı ve gözlemleriyle tanıklık ettiği geleneğin kemikleşmiş yapısına yer yer sert darbeler indirmeye çalışsa da mu'tedilliği elinden bırakmamaya özen göstermistir. Yıkmak yerine inşaa etmek, bozmak yerine ihya eylemek yazarın ilkeleri olduğunu belli ettiriyor satırlar arasında. Tüm bunlar üzre yazarın entelektuel kimliğiyle İslam ümmeti için bir dert sahibi olduğu, mücadeleci yaşantısıyla bu derdin her dem peşinden koştuğu ve ulvi bu derdin sancısını derinden hissettiği, iniltilerinden bariz bir şekilde görülüyor... yazarın sayfalar arasında şiilikten, şia ideallerinden ve kavramlarından ayrıca yer vermesi, her ne kadar ilk etapda göze batsa ve hoşa gitmese de (en azından benim için öyleydi) ilk muhatabı olan kitlenin, içinde bulunduğu coğrafya ve zaman dilimin gerçekliği göz önünde bulundurulduğunda önemsenip dikkat edilmemesi gereken bir hususa dönüşüyor. Ancak ifade etmem gerekir ki yazar, Şia'nın ördüğü duvarları kendi hayatında ve zihninde maalesef kıramamıştır; bu bir olumsuzluk mudur? Bu okura ait vicdani ve zihni bir muhasebe ama içinde doğup, büyüyüp, beslendiğin ve varolduğun toplumun kobuğunu kırmak zordur hem de çok zordur bilirim, lakin meşakkatli bir hastalığın doktorluğuna yeltenen bir tabib için bu aşılması gereken bir zorunluluktur. Kitab; akıcı ve tatlı uslubu, hayatın merkezinden örnekleri, aşinavari konuları ve nahif hükümleriyle okuması kolay, anlaşılması rahat, etkisi güçlü ve kalıcı ama mubalağa edilmemesi gereken bir eser. Amlam arayışınıza derinlik katması dileğiyle Kalbiniz çiçeklene her dem...

Anne Baba Biz SuçluyuzAli Şeriati · Fecr Yayınevi · 20131,272 okunma

·

434 görüntüleme

SİKLOPENTANOPERHİDROFENANTREN

@ultramixi ·

25 Mart 2023 23:40

Çok güzel inceleme olmuş ağabey kalemine sağlık

Tilmiyz

@hayff ·

25 Mart 2023 23:45

Teşekkür ederim ustadım, o güzellik senin kalbinin ve aklının yetisi

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Tilmiyz