Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Eruh sembolik bir mekandı.Sabahlara kadar silah seslerinin susmadığı, kaygıların bölüşüldüğü, tedirginliğin yürek boyu yaşandığı bir yer.Benim içinse küçük,sevimli bir ilçe.Gönül yordamıyla fethedilecek nice gönüllerin bulunduğuna inandığım bir dünya.Ortak paydaları sevgi "inanç ,vatan ve birlikte yaşama arzusu olarak koyduğunuzda mesajınızın ulaşacağı adresler bulmak zor değildi.Dolayısıyla öğrencilerime kürsüden edebiyat anlatmak yetmiyordu bana.Ders dışı faaliyetlerle,öğrencilerimizin zihin ve yürek ufuklarını açmak, kişiliklerinin gelişmesine katkıda bulunmak istiyordum.Ne yapmalıydım Tiyatroyu seviyordum Oturdum Çanakkale şehitlerini anma programı çerçevesinde 18 mart 1998de sahnelemek üzere "Vatana Kurban" diye bir oyun yazdım. Oyunun ikinci perdesinde onbaşı Abdurrahman rolünü oynayacak olan Bülent.Provalarda ezanı hep o okumuştur. "Hadi Bülent ezan dediğimde, Bülent'in heyecandan dilinin damağının kuruduğunu, sesinin kısıldığını görüyorum.Ellerini iki yana açıyor.Dünya tatlısı bir bakışla,çaresiz,susuyor.Kuliste onüçü sahne önünde görevli, yaklaşık yirmi öğrenci var.Bülent'ten fayda yok.Ezan okuyacak biri lazım.Hemen ,şimdi! Kim? Kimse yanaşmıyor.Başlar hızla ve pürtelaş iki yana sallanıyor."Edemem hocam, vallah okuyamam. Allah,kitap, Kur'an yapamam beceremem "Ne Yapmalı iş başa düştü diyip,eli kulağa atıyorum ve hayatımın en güzel sabah ezanını okuyorum."Hayyaalessalâh "bölümünde ses yavaş yavaş azalıyor ve perde kapanıyor..İkinci perdede bir ezan sesi daha var.Çatışmaların kesildiği bir ara ,öğle vaktini haber vermek için ezan okunacak.Yine gözlerim Bülent'i arıyor Bülent heyecan nöbetini hâlâ atlatamamış.Diğerlerine dönüyorum : "Hadi çocuklar!" Diyorum ," sıra sizde.Ben sabah ezanını okudum, bari öğle ezanını biriniz okuyun." Mehmet'i oynayan Behzat muzipçe gülümsüyor: "Vallah hocam ,"diyor ,bizim camide bi tene müezzin var." Anlaşıldı kerata diyorum, " Bu oyunda müezzin rolü benim." Ve nasıl söylemeli,bu kez rast mı hicaz mı olduğunu pek kestiremediğim,seyirciler arasında bulunan Müftü Bey'in de ayırt edemediğinden emin olduğum bir ezanın "Eşhedüenlâilaheillâllah" kısmına kadar okuyorum.Toparlanma zamanı."İyi geceler! dileyip dağılmak üzereyiz Müftü Eyüp Bey,kulise geliyor.Sarılıp tebrik ediyor.Bir ağızdan teşekkür ediyoruz.Müftü Bey , "Merak ettim diyor "piyeste sabah ezanını kim okudu?" Öğrencilere dönüp gülerek "Gördünüz mü çocuklar diyorum,"ilk eleştiri sayın müftümüzden geliyor.Müftü Bey, "Hakikaten merak ettim diyor, "O ezanı kim okudu? "Söylemek istemesem de ,öğrencilerden biri "Sesinden tanımadınız mı hocam?"diyor ,"O ezanı Tacettin Hoca okudu .İyi okudu değil mi?" Öğle ezanını da mı ?" Diye soruyor Müftü Bey.Saklamak imkansız."Evet diyorum .Müftü Bey, koluma giriyor ,"Biliyorsun Yarın Cuma diyor "Merkez camiinde ezanı sen okuyacaksın !" Etme eyleme müftüm "desem de,Müftü Bey'in tavrı değişmiyor." Ben anlamam hoca !diyor "Yarın ezan vakti camiide ol "Peki diyorum .Ertesi gün,Eruh Merkez Camii'nin minaresinden, bu kez galiba hicaz makamına biraz daha yakın bir ezan sesi yükseliyor gök kubbeye.
Sayfa 43 - Eğitim bir sen yayınları 16.Baskı Eylül 2021 Ankara
·
52 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.