Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Amerigo Bonasera'ya elini öptüren haşmetli ama vakur kişilik Vito'nun aslında buna ihtiyacı olmamasına rağmen seremoni havasında gücünü ve makamını perçinlemesi kayda değerdir. Karısına, çocuklarına, ikinci ve üçüncü dereceden adamlarına, öteki mafya ailelerine, sendikacılara (Capone da sendikalara baskı yaparak işçi grevlerinin önünü kesmiş, big boss'ların ekonomik sorunlarını çözmüştür. Bunun arkasında Rus sosyalizminin etkilerinden kurtulmak düşüncesi de yatıyordu), senatörlere ve polislere diz çöktüren, el öptüren, rüşvet veren, yardım eden Baba, kökenini paylaştığı üçüncü sınıf bir iş adamına elini öptürerek kendisine "Baba" dedirtir. Sahnedeki nüfuzlu varlığı onun megalomanik evrenine ışık tutmak için yeterli bir örnek sayılabilir. Bu öte yandan diğer insanlar için de örnek teşkil eder. Eğer Baba ile aranızı iyi tutarsanız, ona saygı duyup, elini öpüp gücünü kabul ederseniz o size yardım eder. Bonasera'dan para almayarak cömertliğini de vurgulayan Baba bu hamlede kendisini bir iyiliksever olarak lanse etmektedir. O yardım muhtaç dostlarına mutlaka yardım eder; her şeyi para için yapmaz imajı çizer. Kendi deyişiyle, ailesi "katil değildir" ve bunların hepsi yapılması gereken daha büyük işler arasında küçük bir iştir. Roger Ebert'e göre bu basit bir "hokkabazlık"tan başka bir şey değildir. Bu, zorbalığın kibarlık adı altında gizlenmesiyle, sosyal ikiyüzlülükle ilişkilidir. İkinci filmde görülebileceği üzere Vito'nun ev sahibine karşı sözde kibarlığı esasen dikteyle, otoritenin karşı tarafa kibarca kabul ettirilmesiyle ilgilidir. Vito, kendisine para önerilmesini açıkça hakaret sayar. Paradan ziyade sadakati, onura dayalı bağlılığı, dostluğu, baba-oğul dayanışmasını, ahlaki borçlanmayı öne çıkarır. Bonasera ona sadece dostluğunu borçludur. Onun makamı bürokrasinin başarısızlıklarına karşı bir alternatiftir. Bu sahne açıkça Amerikan adalet sisteminin eleştirisini içermektedir.
·
31 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.