Tasavvuf kalbi zikirle nurlandırmayı, dünya sevgisini ordan çıkarmayı hedefler. Bu sayede kişi nefsini, iç dünyasını ıslah ve tezkiye eder. Bu sayede elde ettiği ilâhî muhabbetle ibadetini artırır, nafilelerle Allah’a yaklaşır. Hak Teâlâ böyle kullar için hadis-i kutsî de şöyle buyurmuştur:
Kulumu bana yaklaştıran şeyler arasında en çok hoşuma gideni, ona farz kıldığım şeyleri eda etmesidir. Kulum bana nâfile ibadetlerle yaklaşmaya devam eder, sonunda sevgime erer. Onu sevdim mi artık ben onun işittiği kulağı, gördüğü gözü, tuttuğu eli, yürüdüğü ayağı, aklettiği kalbi, konuştuğu dili olurum. Benden bir şey isteyince onu veririm, benden sığınma talep etti mi onu himayeme alır korurum..
Buharî, Rikâk, 38