Öncelikle Celal hocayı küçüklüğümden beri takip ederim. Bilime inanan, kendisini öğrencilerine tasvir ederken; bir ormanda kaybolmuşuz ve hepimizin elinde bir meşale var yalnızca benim elimdeki meşale biraz daha büyük, yönümüzü bulmaya çalışıyoruz diye adlandıran, onca bilgi birikimine,dünyaca kabul görmüşlüğe rağmen kibirden uzak yalnızca bilimin ışığına inanan bir adamdır kanımca. Dâhi diktatör adlı kitabına gelecek olursak, kitabın ilk elli sayfasında bolca felsefeden, düşünürden örneklendirmeler yapmış hocamız. Çünkü Atatürk çağının çok ötesinde bir liderdi, öyle ki içinde bulunduğu toplumun büyük bir kesiminin cahil olduğunun bilincindeydi. Diktatörlüğü de bundandır. Bugün baktığımızda dikta ettiği her konuda ne kadar haklı olduğunu görmekteyiz. Yoksa saltanatla istese devam edebilecek bir adama, kadınlara seçme seçilme hakkı tanıyan bir adama diktatör demek ne kadar doğru olur? Sadece halkın geleceği için o anki toplumun öngöremediği veya kabul etmek istemediği konularda diktatörlük yapmıştır ve bu gereklidirde. Çünkü Atatürk demokrasinin eğitimli bir toplumla bütünleşmesi gerektiğini çok iyi biliyordu. Kitapta tam olarak bunu konu ediniyor. O anki şartlarda eğitimli bir toplumun temellerini atmaya çalışırken fikirlerinde kararlı olmak gerekirse dikta etmekten başka çare göremiyorum bugün baktığımda. Kısaca benim hem kitaptan hem de Atatürk’ün icraatlerinden anladığım şudur; Evet Atatürk bir diktatördü öyle bir diktatördü ki, yaptığı bütün diktatörlük gelecekte bu halk diktatörlerin eline kalmasın diyeydi. Halk sorgulasın, bilim ışığında ilerlesin, kendini geliştirsin diyeydi.

Dâhi DiktatörCelal Şengör · İnkilap Kitabevi · 20223,674 okunma

·

44 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

UĞUR GÜRÜZ