Bir kitap okurken boğazınızda yumruk hissettiniz mi hiç? Kaç damla gözyaşı döktünüz satırlar üzerine?
Kıymetli Yavuz Bülent Bâkiler ne güzel bir vefa örneği sergilemiş Muhsin Başkan’ın anısına… Kitap Muhsin Başkan’ın çevresinden aynı görüşte olduğu kadar farklı görüşte olan insanların bu hazin vefat haberiyle kaleme almaya çalıştığı yazılardan oluşuyor. Hepsinin bir anısı, hepsinin bir övgüsü, hepsinin bir acısı var… Okudukça hayranlığım arttı Muhsin Başkana… Bir insan nasıl bu kadar edep timsali, bu kadar dik ve doğru olabilir?
Hazin helikopter kazasını hayal meyal hatırlıyorum. Çocuktum o zamanlar ama evimizde günlerce süren suskunluğu hatırlıyorum. O güne kadar belki de dikkat etmemiştim böyle bir yiğidin varlığına. Ama o kaza sonrası içinde bulunduğumuz maneviyat kalbimde çok özel bir yere koydu Muhsin Başkanı. Sonraları ki büyüklerin tabiriyle aklım ermeye başladıkça okudum, araştırdım, dinledim Muhsin Başkanı… Ne büyük bir insan… Günümüzde benim bile “Ah! Muhsin Başkan…” iç çekişiyle yâd ettiğim lider…
“Haksız kalabalıkların sultanı olacağıma haklı dâvâmda yalnız kalmayı tercih ederim.” sözlerini sarf ederken yıllar sonra bile onu hiç görmeyen, tanımayan gençlerin başkanı olacağını düşünebilmiş midir?
Adın geçtiğinde “keşke” yapışıyor dilime Muhsin Başkan… Keşke yanımızda, önümüzde, menzilimizde olsaydın, keşke görebilseydik seni, keşke seni senden dinleyebilseydik, keşke güzel günleri gösterebilseydin bize, keşke kocaman bir hatıra olmasaydın… KEŞKE MUHSİN BAŞKAN! KEŞKE ÜŞÜMESEYDİN…