Önündeki araba patlar. Yavaşça parçalara ayrılır. Pencerelerden fırlayan cam parçacıkları bedenini kırk yedi yerinden keser. Yüzünü, kollarını, bacaklarını. Kapı patlayarak arabadan ayrılır... Minyatür metal füzeler gibi her tarafa sıçrar dumanın arasında. Bir parça havada döner, yere paralel bir halde uçar ve Caine'nin midesine saplanır.
Sivri ucu derisini keser, tereyağı keser gibi karnını deşer. Yavaş çekimde bile bu o kadar hızlıdır ki sancı yoktur. Ta ki omuriliğine gelene kadar. Sırtı bir anda elektirik yemiş gibi acır.
Gözleri yerlerinden firlayacakmiscasına büyür. Kemiklerin ezildiğini duyar metal omuriliğe saplanırken. Ve sonunda arkasındaki tuğla duvara kadar deler geçer. İç organları da artık paramparçadır. Metal, yolunun üzerindeki her şeyi yok etmiştir.
Caine ölür.