Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

568 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
18 saatte okudu
Sinan Meydan’ın yine zirvede olduğunu gördüğümüz bir kitabı geride bıraktık. Evvela Cumhuriyet Tarihi Yalanları kitabının 2 cildini birden okumuş olmak, bu kitap öncesi çok doğru bir hareketmiş benim için. Çünkü başta Cumhuriyet olmak üzere bizlere anlatılan, aktarılan ve hatta öğretilen yalanlar tek tek irdeleniyor yine. Toplam 27 konu ve 27 yalan inceleniyor ama kitap içeriğine bakarsak 100 tane yalan çıkarırız yazarın cevap verdiği. Bu çalışma aslında örnek bir çalışmadır. Ben bu konuda fikirlerimi defalarca söylediğim için aynı şeyleri yazmak bu sefer de isimler üzerinden prim yapmak gibi oluyor. Diğer yandan 1984 kitabı ile başlanması da manidardır. Her devirde iktidarı daha doğrusu gücü elinde tutanların yaptıkları ve yapmaya çalıştıkları durumların gerçek amacını açıklayarak başlamak kitap adına da çok önemli. Daha önce de söylediğimiz gibi cahil insanı kandırmak çok kolaydır ve öğrenmek isteyenlere bir konuyu çarpıtarak, değiştirerek yani kısaca yalan söyleyerek anlatmak ve bunu sürekli tekrar etmek o durumun öğrenmeye çabalayan insanlar için gerçekmiş hissi vereceği şeklinde özetlenebilir. O yüzden çabalanan, üzerine gidilen ve anlatılan durumların doğruluğu kadar bunun doğrusunun kanıtlanabilirliği de çok önemlidir. Yazarın yaptığı da bu kanıtlar üzerinden ilerlemektir. Milletimizin en önemli yönü dindarlığıdır. İslamiyet üzerine Müslüman olmasıdır. Mesela Allah’a emanet ol denilir, Allah seni korusun denilir, Allah razı olsun denilir. Kısaca Allah, Allah ve Allah. Tabi bu bir genellemedir. Kimse ışıklar içinde uyusun veya İsa seni kutsasın gibi cümleler kullanmaz. Dilimizde en çok kullanılan ve benim de duyduğum kelime Allah’tır. Böyle bir durumda da Allah üzerinden Rabbimizin adını kullanarak çıkar içinde olanlar olacaktır. Bunlar din düşmanı, din elden gidiyor, dininizi koruyun gibisinden baskılar ortaya çıkabilir. Hatta yine rahmetli Kemal Sunal’dan ilerlersek filmlerinde pek çok kere bu konuya değinmiş ama insanlar sadece gülmüş üzerine düşünmemiştir. Din Tüccarı denilince akla en çabuk gelen karakterlerden biri de yine Kemal Sunal filmlerindeki Arif Efendi karakteridir. Yani birileri bu sömürüyü sürekli yapmış ama birileri de sürekli bunun fark edilmesini engellemiş. Dikkat çekici değil mi? İlk konu ile ilgili katkıda bulunalım. Mesela İslam’da bir inanç var gibi gösterilir. Göğe bakarak dua edilir ve Allah’ın gökte olduğu söylenir. Aslında bu İslam inancı değil Gök Tanrı inancıdır. Yani eski Türkler’de yapılan ayinlerde dua ediliş şekli diyebiliriz. Tanrı’nın gökte olduğu yönündeki inancına yönelik. İslamiyet bu şekilde işlemez. Nasıl? Olamaz! Hemen kutsal kitabımız Kur’an’ı Kerim’in Zuhruf Suresi 84 numaralı ayetini açıyoruz. Buradan bakıyoruz ve şöyle bir meal görüyoruz (ayetin olduğunu hatırlıyor, yerini hatırlamıyordum bulduğum iyi oldu): Göklerde de ilah olan O’dur; yerde de ilan olan O’dur. O yegane hakimdir. Şimdi bu ayeti vermemizin belirli sebepleri var. Allah’ın şekli tarih edilemez, akıldan üstün olduğu için akla gelen her türlü görüntüden uzaktır. Bu sebeple de Allah mekandan münezzehtir, kim gökte derse kafir olur kim yerde derse kafir olur. O her yerdedir. Bu yüzden camilere bizler ibadet ettiğimiz için Allah’ın evi deriz. Her an yanımızda olduğunu biliriz. Tam bu noktada Mehmed Akif’in de ilginç satırları vardır. O iki satır için 2 paragraf yer yazdım ama olsun, dikkat önemli. Bu yazılarım sonrası sadece o satırları bırakacağım: “Kaç hakiki Müslüman gördümse hep makberdedir, Müslümanlık, bilmem ama galiba göklerdedir.” Eğer Mustafa Kemal Atatürk ve yol arkadaşları o büyük mücadeleyi vermeseler, halk ezildiği yerden çaresizce beklemiş olsaydı bütün bu işgaller, İngiliz destekli Yunan hainlikleri neticesinde günümüzde ne olurduk? Keşke Yunan kazansaydı gibi akla mantığa sığmayan söylemlerin neticesinde nelerle karşılaşırdık gibi sorularımız da vardır. Bu soruların cevabını da yine bir komedyen olarak tanıdığımız ve insanların düşünmesi için tam da bu konuda bana göre bir efsane yapımı ortaya çıkaran Ata Demirer’i anmamak olmaz. Osmanlı Cumhuriyeti adında yaptığı ve çok ses getiren Sultan 7. Osman karakteri üzerinden yapılan film aslında tam olarak bu gerici sınıfların istediği gelecektir. Neyse ki Rabbimiz bizleri korudu ve korumak için de Mustafa Kemal’imizi gönderdi. Şükürler olsun. Çok anlamlı bir eserdi, hepimize iyi okumalar dilerim..
Panzehir
PanzehirSinan Meydan · İnkılap Kitabevi · 2015593 okunma
·
242 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.