Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

384 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
13 günde okudu
İçinde 12 hikâyenin yer aldığı bir polisiye. Anlatımı başarılı, kurgular güzel, okurken sıkmıyor. Ben zevk aldığımı söyleyebilirim. Serinin ilk kitabı, diğer 4 kitabını da okuyacağım. -SPOILER İÇERİR- Bohemya’da Skandal: Watson ve Sherlock eski arkadaşlardır ama eskisi kadar görüşmemektedirler. Sherlock ve Watson bir gün yolda karşılaşırlar, Watson onun olayları çözmede ne kadar yetenekli olduğunu bilmektedir. Sherlock bir mektup almıştır, onunla görüşmek isteyen biri vardır. Yanında Watson’un da olmasını ister. Onunla görüşen de kraldır, evlenmek üzeredir ve biriyle gönül ilişkisi olmuştur. Kadın onu fotoğraflarını evleneceği kişiyle vermekle tehdit etmektedir. O fotoğrafı almak için çok uğraştılarsa da başarılı kimse olmamış, bu nedenle Sherlock’tan yardım istemeye gelmişlerdir. Bu fotoğrafı da nişan günü herkese gösterecektir. Kadının adı da Irene Adler’dir. Sherlock, onu takip eder ve hakkında bilgiler öğrenir. Onun sık görüştüğü kişi avukat Bay Godfrey’dir. İkisini evden çıkınca takip eder ve bir kilisede evlendiklerini görür. Sherlock’un planı hazırdır. Irene dışarı çıktığında başına tehlikeli bir şey gelmiş gibi oynarlar, yaralanır. Irene de ona yardım eder, evine alır. O sırada Watson, yangın var diye bağırır. Sherlock tehlike anlarında insanların en değer verdiği şeylere koşacağını düşünür. Irene de zilin üstündeki bir bölmeye bakar. Ertesi gün fotoğrafı almaya geldiklerinde evin boşalmış olduğunu görürler. Bölmeye baktıklarında ise bir fotoğraf ve mektup görürler. Mektup Sherlock’a yazılmıştır. Irene kendisinin namını duymuştur ve kral birini kiralarsa bunun Sherlock olacağını tahmin etmiştir. Bu nedenle de onu takip ettirmiştir. Fotoğrafı da kendi fotoğrafıdır. Kralı ifşa etmeyecektir çünkü kocasını sevmektedir ama fotoğrafı da her türlü duruma karşı saklayacaktır. Sherlock, Irene’nin zekasına hayran kalır, fotoğrafı da alır. Bir Kimlik Vakası: Mary, Bay Hosmer Angel ile bir baloda tanışır. Gizli gizli görüşmeye başlarlar çünkü Mary’nin üvey babası o zamanla kızının biriyle görüşmesini istemez. Mektuplaşırlar ama mektuplaşırken bile Angel tam adresini yazmaz, imzalarını atmaz. Mary bundan şüphe duymaz. Evlenecekleri gün ikisi arka arkaya faytonla kiliseye gelirler. Ama faytona baktıklarında Angel yoktur. Faytoncu onun arabaya bindiğini söyler ama ne olduysa ortadan kaybolmuştur. Sherlock Mary’nin üvey babasını görüşmeye çağırır. Angel aslında kızın üvey babasıymış. Bunun nedeni de Mary çok zengin, üvey babası onun servetini dilediği gibi kullanabiliyor ama kız biriyle evlenirse kullanamayacak. Bu nedenle üvey babası onun başkalarıyla görüşmesini yasaklıyor, hep evde tutuyor. Ama bunun hep böyle devam etmeyeceğini anlayınca kendi kılık değiştiriyor, işler çok ileri gidince de ortadan kaybolmuş numarası yapıyor. Kızıl Saçlılar Kulübü: Bay Wilson, bir gün yardımcısının önerisiyle kızıl saçlılar kulübüne katılmayı düşünür, burası kolay işler olan ve parası fena olmayan bir yerdir. Yardımcısı onun yanında yarım maaşla çalışan biridir. Bu kulübe bir kişiyi seçeceklerdir ve o da Bay Wilson olur. Bay Wilson bir süre bu kulübe gider ama bir gün gittiğinde kulübe dair hiçbir iz olmadığını görür. Sherlock, olayı araştırdığında bu yardımcının büyük bir hırsız olduğunu anlar. Çalıştığı dükkanın yanında bir banka varmış ve yardımcı ile arkadaşı bu bankayı sormak için kulübü uydurmuşlar. Kilerin altından tünel kazmak için de Bay Wilson’u uzaklaştırmak için bu kulübü uydurmuşlar. Boscombe Vadisi’nin Esrarı: Bay Charles McCarthy ve Bay John Turner eskiden tanışıklardır. McCarthy’nin bir oğlu, John Türker’in de bir kızı vardır. Bir gün McCarthy ölü bulunur ve şüpheli olarak da oğlu görülür. Turner’in kızı ise bu olayın araştırılması için Sherlock’u bulur. Oğlu babasıyla tartıştığı için onun öldürdüğünü düşünürler tabii ki başka nedenler de vardır. Baba oğlun tartışma nedeni ise babanın kendi oğluyla Turner’in kızının evlenmesi için oğlunu zorlamasıdır. Olay ise şu şekildedir: Turner ve McCarthy eski tanıdıktır ama Turner bir gün altın konvoyuna saldırırlar bunu bilen McCarthy de ona ilerde bile şantaj yapar, Turner de dayanamaz ve onu öldürür. Beş Portakal Çiçeği: John isimli kahramanımız mektup aldığını ve öleceğinin bildirildiğini söyler. Bu mektuplardan daha önce dayısı, babası da almıştır. Bu şekilde mektup kime gelirse ölecektir. John, Sherlock’tan yardım ister ama evine giderken onu da öldürürler. Sherlock onların peşine düştüğünde bir çete olduklarını anlar. Bu mektubu gönderenlere o da aynı mektubu gönderir, bir gün çetenin liderinin gemisinin battığı haberi gelir. Büyük Dudaklı Adam: Bir kadın Sherlock’un yanına geldi. Eşi Clair’den haber alınamıyordu, onu en son bir binanın en tepesinden görmüştü ve kendisine el salladıktan sonra kaybolmuştu. Orada bir dilenci vardı, kocasını gören tek kişi de oydu. Ama ondan haber alınamamış, öldüğü düşünülmüştü. Karısı buna inanmıyordu çünkü kendisine eşinden mektup gelmişti. Dilenci ise tutuklanmıştı. Sherlock, hapse gidip adamı gördüğünde onun yüzünü falan yıkayıp temizlenmesini sağladı. Ve adam temizlendiğinde onun Clair olduğu anlaşıldı. Clair, bir yayınevinde çalışıyordu. Patronu ona dilencilikle ilgili bir yazı yazmasını söylemişti. O da dilenci kılığına gidip o boş binanın ara katında dileniyordu. Orada normalde başka bir dilenci vardı ama Clair gelince o gitmişti. Bir süre sonra Clair, dilencilikten çok para kazandığını fark etti. Bu nedenle kılık değiştirip dilenmeye devam etti. O gün eşini ise tesadüfen gördü, çok utandı ve ortaya çıkamadı. MAVİ YAKUT Peterson, Sherlock ile arkadaştır. Evine dönerken elinde kaz, başında şapkası olan bir adamla karşılaşır, bu adamla bir grup yabancı arasında kavga çıkar. Adam kendini savunmak için bastonunu kaldırdığında arkasındaki mağazanın penceresini aşağı indirir. Telaşla da şapkasını ve kazımı bırakıp gider. Şapkada da adının Henry Baker olduğu yazar. Peterson,şapkayı Sherlock’a verir, kazı da yemek için götürür. Kestiklerinde içinden mavi bir yakut çıkar. Bu mavi Yakut çok değerli ve pahalıdır. İki gün önce de çalındığı haberi gelmiştir. Gazeteye şapka ve kazın sahibinin bunları alması için ilan verirler. Henry gelir eşyaları alır ama kazın içindekinden haberi olmadığı bellidir. Henry kazı nereden aldığını söyler. Sherlock ve Watson, o yeri araştırmaya giderler. Satıcıyı öğrenirler. Çıkışta bir adamın hayvan satanlardan biriyle kavga ettiğini görürler, adamın derdinin içinde yakut bulunan kaz olduğunu anlarlar. O da itiraf eder. Yakutu çalmış ve yakalanmamak için kazın içine koymuş ama bir kargaşada kazlar karışmış ve o nedenle de peşine düşmüş. Benekli Kordon: Helen Stoner, Sherlock’u görmeye gelmişti. Helen Stoner’in annesi Dr. Roylott adlı biriyle evlenmişti. Roylott, kendi hâlinde biriydi ama bir gün çıldırıp uşağı öldürmüş ve hapse girmişti. Hapisten çıktığında da Helen Stoner’in dul annesiyle evlenmişti. Ama Dr. Roylott hapisten çıktığından beri çok garipti. Hırçındı, insanlarla kavga ediyordu. İnsanlar ondan korkuyordu, hayvanlarla uğraşıyordu, evin etrafına Çingeneleri topluyordu. Bir gün Helen’in ablası ona geceleri ıslık sesi duyduğunu söylemişti ve düğününe de az kalmıştı. Ama sesin üzerinde çok durmadılar. Aradan çok geçmeden ablasının çığlığı duyuldu, Helen ablasına baktığında onun benekli kordon dediği duymuştu. Ve ablası da sonra ölmüştü, nedeni ise bulunmamıştı. Bu olayın üzerinden iki yıl geçmişti. Helen’in odasında tadilat olduğunu söylemişler ve o da gece ablasının odasında yatmak zorunda kalmıştı, o da gece bir ıslık sesi duymuş ve korkmuştu. Doğrudan da Sherlock’a gelmişti. Sherlock, eve bakmaya karar verdi. Evdeki odalara baktığında vantilatör ve zilin bağlı olduğu ipler gördü. Ama bu iplerin bir işlevi yoktu yani zili ve vantilatörü çalıştırmıyordu. O gece o odada saklanmaya karar verdiler. Helen ise odadan gidecekti. Gece olunca yine aynı ıslık sesini duydular, Sherlock vantilatöre bağlı ipe vurdu. Sonra Dr. Roylott’un odasına gittiler, onu zehirli bir yılan sokmuş hâlde buldular hem de beyaz benekli bir yılan.. Dr. Roylott, hayvanlar üzerinde deney yapıyordu ve bu yılanların zehri kimyasal testlerde çıkmıyordu. Yılanı eğitmişti, hayvanın gelmesi de vantilatör ve zilin bağlı olduğu iplerle oluyordu. Sherlock, gece onun sesini duyduğunda vantilatörden yılana saldırıp geri dönmesini sağlamıştı ve vurduğu için de öfkelenen yılan Dr. Roylott’u ısırıp ölmesine neden olmuştu. Mühendisin Başparmağı: Bir gün Watson’a parmağı kesilmiş bir adam gelir. Adı Bay Hatherley’dir. Önemli bir kaza geçirdiğini söyledi, kesik de derindi. Başına önemli bir olay geçirdiğini söyledi, Watson da onu Sherlock’a götürdü. Bay Hatherley, hidrolik mühendisiydi. Kendine ait bir dükkanı vardı ama pek işlemiyordu. Dükkana bir gün bir adam geldi, ona bir iş teklif etti parası da iyiydi. Sadece gizli kalması gerekiyordu. Kendisinin ve komşularının evlerinin altında killi toprak bulmuştu. Ve killi toprak değerliydi. Onu çekmek için bir makine kullanıyorlardı ama o bozulmuştu. Bu nedenle ona, makineyi tamir etmesini söylemişlerdi. Bay Hatherley, işi kabul etti ve gece yola çıktılar. Makineyi gördüğünde onun killi toprak çekmek için çok büyük olduğunu, daha büyük işler için kullanılacak bir makine olduğunu fark etti. Orada bir kadın vardı. O da onu gizlice uyarmış, tehlikeli olduğunu ve gitmesi gerektiğini söylemişti. Ama Bay Hatherley, onu dinlememişti. Makinenin killi toprak için kullanılacak bir yapıda olmadığını, adama söyledi. Adam onu odaya kilitledi. Yanında sadece makineyi incelemek için getirdiği lambası vardı. O sırada onu uyaran kadın ona yardım etti ve onu oradan çıkardı. Ama adam sesleri duymuştu bile ve tam kaçarlarken Bay Hatherley’in parmağını kesmişti. Bay Hatherley, ormanda koşarken bayılmıştı. Onu hastaneye ise onu uyaran kadın ve bir yardımcı getirmiş ve gitmişti. Onu oraya getiren adamlar ise bir çeteydi. Maden işindelerdi. Sherlock ve diğerleri olay yerine gitmek üzere yola çıktılar. Ama oraya gittiklerinde yangın olduğunu gördüler. Muhtemelen Bay Hatherley’in gaz lambası düşmüş ve yangına sebep olmuştu. Asil Bekar: Lord Simon, zengin bir kadın olan Doran ile evlenecekti. Düğün günü Simon’un eskiden ilişkisi olan Flora adlı bir kadın düğüne gelip olay çıkarmıştı. Evlenmemeleri gerektiğini söylemişti. Sonra Doran da elindeki buketi düşürmüştü, adam ona buketini vermişti ama Doran’ın yüzü düşmüştü. Yemek yerken odasına çıkmış bir daha da görülmemişti. Evin hizmetlisi onun gelinliğini çıkarıp üstünü değiştirdiğini, sonra da evden dışarı çıktığını söylemişti. Evin yakınındaki parkta da gelinliği bulunmuştu, Simon Flora’nın onu kaçırdığını düşünüyordu. Ama gerçekte olan Doran’ın babası madende çalışarak zengin olmuştu. Frank ile o zamanlar nişanlılardı. Doran’ın babası zenginleşince Frank’ı istemez olmuştu. Frank ile ikisi bir rahibin önünde evlenmişlerdi. Frank da zengin olmak için uzaklara gitmişti, zengin olunca dönecekti. Bir gün Doran Frank’ın da içinde bulunduğu bir grubun öldüğü haberini almıştı. Ondan bir süre de haber gelmeyince kesin olarak öldüğünü düşündü. Gerçekte ise sadece saldıraya uğramıştı. Düğün günü de gelmişti, çiçeği düşürdüğünde ona veren adam Frank’tı. Frank’ı seviyordu o nedenle onunla kaçmıştı. Sherlock ise onları bulmuştu ve her şeyi Simon’a anlatmasını söylemişti. Öyle de oldu. Zümrüt Taç: Alexander Holder adlı bir bankacı teminat karşılığı müşterilerine kredi verir. Bir gün ona bir müşteri gelir, acil paraya ihtiyacını olduğunu söyler, karşılığında da Zümrüt bir taç verir. Bu taç ise çok değerlidir. Holder’in bunu iyi bir şekilde saklaması gerekmektedir. Bu durum onun içine dert olmaktadır. Eve geldiğinde oğlu Arthur ve yeğeni Mary’e durumu anlatır. Oğlu Arthur ise ondan para ister, oğlu ondan bu ara çok para istemektedir. Bu nedenle Holder ona para vermez. Oğlu da sinirlenir. Gece olunca sesler duyulur ve Holder direkt kasaya koşar. Kasanın başında elinde zümrüt taç bulunan Arthur’u görür. Taçtaki üç taş eksiktir. Arthur çalmadığını söylese de babası onu suçlar o da evi terk eder. Gerçekte ise eve girip çıkan biri ile Mary’nin gönül ilişkisi vardır. Mary taçtan ona bahseder o da Mary’i ikna eder ve tacı çalmaya karar verirler. Onları Arthur görür ve adamı evden çıktığında takip eder. İkisi kavga ederler, Arthur tacı alır ama boğuşma sırasında üçünü adam almıştır. Sherlock, adamı bulur ve eksik taşları da ondan alır. Mary ise evi terk etmiştir. Akgürgenlerin Esrarı: Violet Hunter, bir bakıcıdır. Yıllardır bakıcılık yaptığı çocuğun ailesi taşınınca işsiz kalmıştır. O da bir ajansa kaydolur ve işler ona yönlendirilir. Bir gün Rucastle adlı bir adam onu ajansta görür ve ona iş teklif eder. İşin parası iyidir ve onların istedikleri gibi giyinmelerini, saçlarını kesmelerini istenir. Violet bunu kabul eder ve işe başlar. Ona mavi bir elbise verirler. Onu pencerenin önüne oturturlar ve ona komik hikâyeler anlatarak hep birlikte gülerler. Ama onu her seferinde yüzü pencereye dönük oturtuyorlardı ve arkasına dönmüyordu. Bir gün elimdeki aynanın küçük parçasıyla arkasını görür ve orada bir adamın ona baktığını fark eder. Evde bir de saldırgan bir köpek vardır. Violet bir gün çekmecelerin birinde kendi saçlarına benzeyen kesilmiş kahve saçlar bulur. Üst kattaki odalara da girmek yasaktı. Bütün bu durumları Sherlock’a anlattı. Onlar Violet’e benzeyen evin kızı olan Alice’in yerine onu geçirdiklerini anladı. Alice’in uzak yerlere gittiğini söylemişlerdi, muhtemelen gizli odada tutuluyorlardı.Emin olmak için eve geldiler. Violet, hizmetlilerden birini kilere kilitlemişti. O gizli odaya girdiklerinde de uzun bir merdiven gördüler. Rucastle’nin kızı kaçırdığını düşündüler. Rucastle hizmetliyi kilerden çıkarmıştı, kendi de köpeği onlara saldırsın diye almaya gitmişti. Hizmetli her şeyi biliyordu ve anlatmaya başladı. Babası tekrar evlendiğinden beri Alice mutlu değildi. Sonra Fowler adlı bir adamla tanışmıştı. Adam mirasta onun da hakkı olduğunu söylüyordu ve almasını söylüyordu. Bu durum Rucastle’nin hoşuna gitmedi ve görüşmelerini yasakladı. Rucastle, Fowler’den kurtulmak için Violet’i getirmişti. Hizmetli ise uzun merdiveni ora koymuştu. Alice de kaçmıştı. İkisi bir süre sonra evlendiler.
Sherlock Holmes - Akıl Oyunlarının Gölgesinde
Sherlock Holmes - Akıl Oyunlarının GölgesindeArthur Conan Doyle · Martı Yayınları · 202012,7bin okunma
·
440 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.