Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Bir defasında da iman ettikleri dinin gereklerini öğrenmek için Medine’ye gelen ve birkaç gün kalan Yemenli bir heyet, memleketlerine geri dönmek için izin istemişti. Peygamberimiz ﷺ bu özel heyete daha önce hiçbir heyete vermediği hediyeler vererek ihtiyaçlarını karşıladı. Son olarak heyetten hediyesini almayan kimsenin olup olmadığını sorunca, heyetin bineklerinin yanında bekleyen ve yaşça onların en küçüğü olan bir delikanlının daha olduğunu söylediler. Peygamberimiz ﷺ “Onu da bize gönderin.” buyurdu. Heyettekiler gence haber verdiler. Çağrıldığını öğrenen delikanlı hemen koşarak Resûlullah’ın Sav huzuruna geldi. “Ey Allah’ın Resûlü! Sav Ben Ebzâoğulları’ndan, biraz önce sana gelen ve ihtiyaçlarını giderdiğin kafiledenim. Benim ihtiyacımı da karşılayıver.” dedi. Resûlullah, bu heyecanlı delikanlıya “Pekala, senin ihtiyacın nedir?” diye sordu. Delikanlı şöyle dedi: “Arkadaşlarım her ne kadar İslam’ı arzulayarak geldiler ve zekâtlarını getirdilerse de benim ihtiyacım onlarınki gibi değil. Allah’a yemin olsun ki beni memleketimden buralara kadar getiren şey, sadece senin Allah’a benim için dua ederek O’ndan beni bağışlamasını, bana merhamet etmesini ve gönül zenginliği vermesini istemendir.” Bu hikmetli talebi işiten Hz.Peygamber S.a.s, “Allah’ım Sen onu bağışla, ona merhamet eyle ve gönlünü zenginleştir!” diye gence dua etti. Ardından, arkadaşlarından her birine ne verilmişse, ona da aynısının verilmesini emretti. Ve heyettekiler dönüp ailelerine gittiler. Bir yıl sonra hac mevsiminde Mina’da Ebzâoğulları’ndan bir grup Resûlullah’ın yanına geldiğinde, “Geçen yıl sizinle beraber bana gelen o genç ne yapıyor? diye sormuş ve gıyabında ona dua etmişti. Bu duanın bereketiyle delikanlı, hayatının geri kalanını kanaatkâr, onurlu ve erdemli bir şekilde geçirecekti...” -İbn Kayyim, Zâdü’l-meâd,3,569
·
40 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.