Seni biz bırakmayacaktık fakat gittikçe özü kuruyan bir ağaç gibi dallarımız, budaklarımız kendiliğinden kopmaya başladı. Hastalığı dallarda sandık, çırpındıkça kırıldık. Şimdi evet, belki şimdi hastalığımızı anladık, içimizde pek kuvvetli hayat saklı duran özü tedaviye başladık. Bir kere bugünü evlâtlara okutalım, bir kere elimizdeki tarlaları canlandıralım. Çok değil, milletimizinin onda birine Türklük kuvvetini, millî vicdanı hissettirelim, o zaman biz yine geleceğiz. Büyükbabalarımızın atlarını sulattığı o Zemzem suyuyla biz de yüzlerimizi, gözlerimizi yıkayacağız.