Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

144 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Allah'ın selamı üzerinize olsun. Derdi olanlara bir hatırlatma incelemesi. "Bizim işimiz; hep böyle dua ile mi geçecek?..." Kitaptan bu alıntı ile başlamak istedim. Durumun ciddiyetini, acizliğimizi ve her şeyi yüce Yaradan'a bırakıp dünyadaki mesuliyetimizin farkındalığı için böyle bir alıntı ile başlamak oldu niyetim. Burada duanın gücü sorgulanmasın ama Müslümanların bunca zulüm karşısındaki rahatlığı sorgulanabilir. Kitap, Tian diye bir Müslümanın çeşitli Müslüman coğrafyalarına özellikle savaşın, zulmün, işgalin olduğu bölgelere mektup yazmasını ihtiva ediyor. Tian, Müslümanlığı kendine dert edinmiş, bir dava olarak görmüş, istisnasız hayatının her demine İslam'ı koymuş samimi bir Müslüman. Ve sekülerleşen ülkesi Pakia'nın içler acısı durumuna duyarsız kalmamış, pozitivist akla sosyoloji tahlil yapmış bir araştırmacı. Size biraz Pakia'dan bahsedeyim. Pakia, ne batılılaşabilmiş ne de Müslüman kalabilmiş yüzde doksanı (!) Müslüman bir ülke. Müslümanlığı sosyal hayata yaymayan, faiz, zina gibi sayabileceğiniz tüm günahları işleme hürriyetini kendinde gören ama inanca geldi mi ben Müslümanım diyebilen bir ülke. Pakia'nın Kur'an'a olan bakış açısını gelin Tian'dan dinleyelim: "Burada ramazan oldu mu, herkes bir Kur'an okuma, hatim indirme yarışına girer. Kim çok okursa, çok sevap alacağını sanır. Yarın bu Kur'an'ın Kıyamet'te, ''beni niçin anlamadınız, beni niçin hayatınıza tatbik etmediniz?'' diye Müslümanların ve özellikle onu okuyup öğrenmek istemeyenlerin hasmı olacağını hiç ama hiç düşünmezler. (...) biz Pakialılar, Peygamberin ve ilk dört halifenin devlet yönetimlerine uyguladıkları Kur'an'ı, kızlarımızın çeyizlerinin ilk maddesi ve bir şairimizin de dediği gibi mezarlıklarda okunmaya mahkum ettik.İşte bu mahkumu, ramazanlarda anlamamak kaydı şartıyla okur dururuz." Pakia ne kadar da tanıdık geldi değil mi? Sözü çok uzatmadan biz Müslümanlar olarak vahye dayalı bir dünya anlayışı istiyorsak kendimizi her konuda yetiştirmemiz icap eder. Özellikle ekonomisi olmayan bir ülke ne kimseye meydan okuyabilir ne de söz geçirebilir. Bağımlı bir ülke olduktan sonra hiçbir devlet sizden korkmaz ve kâle de almaz. 14. ve 15. yüzyıllardaki Müslümanların dünyaya hâkimiyetine ve ihtişamına bakın ve günümüzün koşullarına bakın, tefekkürü size bırakıyorum. Artık bir şeylerin sloganlarla, hamaset yapmakla değişmeyeceğini öğrenmemiz gerekiyor. "İsrail diye bir devlet yoktur" demenizle İsrail yok olmuyor maalesef. Evet İsrail'e karşı bir duruşumuz var, ses çıkarıyoruz, kınıyoruz, protesto ediyoruz peki bunlar yeterli oluyor mu? Eyleme geçecek somut adımlar lazım bize. Allah'ın bize verdiği potansiyeli düşmana karşı en iyi şekilde kullanmalıyız, bu bir mesuliyet. Ya da Allah'ın bize emrettiklerini yine Allah'a mı havale edeceğiz, vicdanları bu kadar kaybetmiş olamayız. Her zaman dua edelim, ümitvar olalım ama üstümüzdeki mesuliyeti de bir kenara bırakmayalım. Allah bize kâfire karşı basiret, Müslümanlara da birliktelik versin inşallah.
Pakia Mektupları
Pakia Mektuplarıİhsan Süreyya Sırma · Beyan Yayınları · 2018223 okunma
··
1.488 görüntüleme
Göğe Vurgun okurunun profil resmi
Çok güzel bir inceleme olmuş kaleminize sağlık. Yazarı çok sık duymama rağmen kitabı ilk defa görüyorum. İncelemenizden anladığım kadarıyla mutlaka okunmalı 🌸
yusuf okurunun profil resmi
Teşekkür ederim, sağ olun. Ben'ce okunmaya değer:)
yûsuf okurunun profil resmi
"Allah'ın bize emrettiklerini yine Allah'a mı havale edeceğiz ? "
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.