Oysa mucizelere inanıyorsun: Babasız dünyaya gelen çocuğa, ayın ortadan ikiye ayrılmasına, Kızıldeniz'in yarılmasına, toprağa konan ölünün dirilmesine ve aşka.
On sekiz yaşında çarşafını giyip Rus kâfirinin
karşısında iffet ve iman destanı yazan anaların kız-
ları Dünya ile Âhiret arasında gel-gitler yaşıyorsa
-namazda değil- kıldığımız namazlarda problem var
demektir.
Bir mütekebbirin tehditleri
karşısında ehl-i dünya titrerken, Allah’a tevekkül eden
bir kadın, bağırıp-çağırmaları çocukların naraları gibi
görür. Bu yüzden kafirler Tufan’da dağlara doğru ka-
çarken mümin, Nuh’un gemisine doğru yönelir.
Cennet’i yüreklerinde yaşayan çağın İbrahimleri
de kuşatma altında. Küfür yobazları aynı safta top-
lanıp İslâm şehirlerine askeri yığınak yapmış; ya ateş
açıyor ya da ateş için son hazırlıklarını yapıyorlar. Ar-
kalarına aldıkları dünya ise Nemrud’un adamları gibi,“Yakın Müslümanları!” diye katiller lehine tezahürât-
ta bulunuyor.
Kışta, yazda, güzde, baharda, yağmurda, karda
kul, Allah ile olursa, Allah da en zor zamanlarda onun-
la olacak ve yüreğine sekînet ve sabır yağdıracaktır.
Allah Rasûlü’nün صلى الله عليه وسلم namazlarını düşünen her mü-
min, ya “Ben şimdiye kadar namaz kılmıyormuşum!”
ya da “Huzuruna çıkmaya layık olmadığım halde beni
kabul eden Rabbim, sana secdeler olsun!” der
Büyük komutanlar, büyük
fetihlerden önce insanları cemaate davet etti: Câmiler
doldu. Sultan Alparslan, Doğu Roma İmparatoru’yla
harbe bir Cuma günü cuma namazını kıldıktan sonra
başladı. Selahaddin Eyyûbî câmileri dolduran bir Üm-
met’in ordusuyla Hıttîn’e yürüdü, Kudüs’ü fethetti…
Allah’a secde etmek için yaratılan başlar, taşların ve
taştan adamların önünde eğildi. Allah Rasûlü صلى الله عليه وسلم böy-
le bir zamanda insanlığı yeniden sadece Rabbu’l-Â-
lemîn’i ta’zime, İslam’a davet etti.