Sürgünlerden biri de Harbiye Mektebi talebesindendi. Henüz on yedi yaşlarında gayet güzel yüzlü (bir delikanlı) idi. Bu çocuğu herkesten ziyade sevmeye başladım. Görmesem aklımdan hiç çıkmıyor, görsem yüzüne bakamıyor, içimde helecan duyuyordum. O bana melek gibi geliyordu. Gündüzün aklımda, keza gece uykumda idi. Uyanıyordum, derhal o aklıma geliyordu. Bir kuş ötse o söz söylüyor zannediyordum. Yerlere sığamıyordum, göklere çıkıyordum. Anladım ki bu çocuğa aşık olmuşum.