Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

296 syf.
·
Puan vermedi
Aklın Canlılığı: Canlı İman Tecrübesi
Aklın Canlılığı: Canlı İman Tecrübesi             ❁ ❁ ❁ “Yeni bir insan anlayışı inşa etmek” gayretinde olan Mağrip Devletlerden Faslı dil, mantık ve ahlak filozofu Taha Abdurrahman (1944 Cedide – ... ); İslâm dünyasındaki felsefe pratiğini yeniden biçimlendirme girişimiyle farklılaşıyor. “Bireysel insanî özneler olarak kendi mahiyetlerimiz.” Yaygın bir tabirle “insan ahlâkı” üzerinde ilgisinin genişliği ve felsefî dokusunun bütününde kendini gösteren çizgisiyle Taha Abdurrahman; ahlâkî çizgi projesini geliştirmekte. Çeşitli boyutları ve yönleriyle ahlâk felsefesi yanında dilbilim, mantık, varlık, akıl, cebel, diyalog gibi felsefe konularıyla ilgilenmektedir. Yirmiden fazla eseriyle “Dinin Ruhu”, “Ahlâk Sorunsalı”, “Amel Sorunsalı”, “Bilgi Ahlaktan Ayrıldığında” çevrilen bazı kitaplarıdır. Soyut Akıl, Rehberlik Edilmiş Akıl ve Desteklenmiş Akıl kısımlarıyla on başlıkla “Dinî Amel ve Aklın Yenilenmesi” kitabı; aklın derinlik ve kapsamını “canlı iman tecrübesi”ni esası ve merkez alan akıl yenilemesi fikrini savunmaktadır. Hayatın özü insan aklının öz yetileri kullanmasıyla elde ettiği değerler bütünüdür. İnsan eyleminin ve tecrübelerinin öz niteliği, kalbin inceliklerini oluşturur. Hayatın idamesi akılın kalple bütünleşip eylemin her halinden niyet ile bütünleşmesini sağlamaktır. Aklın nitelik ve çeşitlerini Taha, “Soyut Akıl ve Sınırları” başlığıyla kitabın ilk kısmında anlatmakta. Aklın fiile dönük ve hareketli niteliğiyle ve düşünen kişi ile anlam kazanma işaretleri vardır. Kalbin fiili anlamında akıl, tanımı Müslüman âlimler tarafından farklı şekiller almıştır. Bu şekiller: 1- Bağlama (rabt) şekli: Akıl, kalbin bilinen iki şey arasındaki alakayı kavramasıdır. 2- Engelleme (keff) şekli: Akıl, sahibini zararlı eğilimlere, ölçüyü aşan şiddetli istek ve heveslere düşmekten alıkoyar. 3- Zapt etme (zabt) şekli: Akıl, kalbin kendisine ulaşan şeyleri ayrılıp gitmesinler diye tutmasıdır. (s.29) İdrak edilmesi istenen yöne doğru düşüncenin yönlendirilmesi “Soyut aklın sınırları” hakkında bir izahtır. Aklın nesne ve fiil oluş vasıfları birer yetkinlik olmakla beraber Taha, İslâmî metafizik ve metafiziğin meşruiyet arayışı iki alternatif noktaya değindikten sonra soyut aklın özel sınırlarına başlığına geçmektedir. Soyut aklın hakikatleri kavrama yolu hasebiyle sembolik olma vasfı, zanna dayanan vasfı ve teşbihi oluş vasfı İslâm metafiziği içerisinde düşünmeyi kısıtlar. Bu üç vasfı Taha şöyle açıklar: Sembolik olma vasfı: Varlık tecrübesinin yerine geçmeyecek tasavvurları toplayandır. Zanna dayanan vasfı: kelimeler ve ibareleri kullanarak onlarla idrak edilmeyecek bir kesin ve sağlam bilgiye yönelendir. Teşbihi oluş vasfı: Tenzih şartını yerine getirme hususunda nazarın arzusunu sınırlayandır. Mantıkî sınırlar, olguya ilişkin sınırlar, felsefî sınırlar, olgunlaştırma, mekânsallaştırma ve vasıta edinme gibi alt başlıklarla soyut aklın genel sınırları hakkında bilgiler vermekte. Taha, soyut aklın özel sınırları ile genel sınırları niteliklerden yola çıkarak şu sonuçlara ulaşmakta. İnsan aklının özü itibariyle doğası gereği insanî aklın aciz kaldığını, insanın elindeki en faydalı ve en mükemmel araç olmadığını, söyler. Buna karşın soyut aklın tamamlanması, yetkinleştirilmesi (ikmal veya tekmili) sürecine girmesi gerekli görür. Bu süreç ise soyut nazarın somut amel üzerinden ikame edilmesidir. Soyut aklın sınırları açılmaya, genişlemeye ve derinleşmesi için amelin olması gerekmekte. Amelin aklî ve naklî delil çerçevesinde olması gerekmekte. Bu çerçeveyi sağlayan ise yüce ilâhî dinin gereğince yapılan en faydalı ve etkili amel olan dinî ameldir. Taha, soyut aklın kendi içinde zayıf ve güçsüz olduğu vurgusuyla dinî amel ile güçlü, engin bir ufuk ve yetkinliğe ulaşacağını, tezini geliştirmiştir. İnsan aklî melekeleriyle hareket edip hayatını idame etmekte. Ancak hayatın anlam kabı belli prensipler kazanması için kendine has kaideleri bulunmalı. Yön ve tayini için rehberliğe ihtiyaç var. Soyut akla rehber olacak dinî amel bu bakımdan önemli. Soyut aklın dinî amelle birleşimi “rehberlik edilmiş akıl” olarak ortaya çıkmıştı. Taha kitabın ikinci kısmında amelin soyut aklı düzenlemesi ve düzeltmesinin yolları tüm bunların sonucunda maruz kaldığı sorunları işlemekte. Akabinde fıkıh gelenek ve selefi gelenekten bahsederek İslâmî dinî amelin gereklerini yerine getiren kaim iki geleneği ele alır. Ulûhiyet meselesi ve esmai hüsnâ ayetleri konularıyla fıkıh geleneği ele alırken siyasi ve akılcı yönelim konularıyla selefi gelenek üzerinde durarak kitabın “Rehberlik Edilmiş Akıl ve Sorunları” kısmı tamamlanmakta. İslâmî değer ve kaidelerin zihin ve kalpte yer bulup birey ve toplum bağlamında hayatın her alanında yaşama direnci, ortaya çıkan değerler bütünüdür. Tarihsel tecrübenin birikimi ve süre gelmesiyle belli adlandırma ve gelenekleşmesiyle birçok erbap ve erkân ehli toplumla etkileşimiyle kültürel oluşumlar, olmuştur. Aklın hassas incelikleri yaşam tecrübesiyle yetkinlermiş örneği tasavvuf geleneğidir. Bu yetkinliği “Desteklenmiş Akıl” kavramının çerçevesinde Taha, kitabın son kısmında ele almakta. Rehberlik edilmiş pratiğe musallat olan ahlâkî ve ilmî sorunları desteklenmiş akıl tarafından nasıl telafi edildiğini, nasıl tahkik ve yetkinlik yolları üzerinde yükseleceğini anlatmaktadır. Bu tahkik ve yetkinliği Islâm tarihinde dinî amel bağlamında tecrübe ve yetkin olan ‘tasavvuf’ geleneğini bağlamında ele almakta. Taha, tasavvufun tahkiki ve yetkinleştirici pratiğini iki yönde incelemektedir. Birincisi tahkiki pratik: tasavvufun canlı tecrübeye dayanan marifet yönüdür. İkincisi ahlaklandırıcı pratik: tasavvuf ahlakın edinimi ve ruhi manalara erişme üzerine mebni eğitim yönüdür. Desteklenmiş aklın tahkik ve yetkinliği çerçevesinde canlı meşguliyet tecrübesi yönüyle ‘sûfî gelenek’ önemlidir. Sufî, Allah’la meşguliyeti sürmesinin marifet sahasını genişleten bir sürecin idrakinde olan öznedir. Gözü ve aklı ile varlıklara baktığında Varedici’nin bilgisine, isimlerinin tecellilerini görür. Öyle ki! Onun muhteşem ayetlerini ve nimetlerini müşahede eder. Taha, Sûfînin canlı meşguliyet tecrübesi sonucunda amellerini tezkiye etmesiyle marifetullahı kendine doğru çekerken amelleriyle de hususî muhabbete nail olur, çıkarımında bulunmakta. Ulûhiyet meselesi ve yakınlık yolu, Esmai Hüsna ve zikir yoluyla yakınlaşma konularıyla Taha; konunun soruşturma yetkinlikleri ele almakta. Ahlaklandırma vazifesinin sütunları, Selefleşmenin öğretilmesinde modelin yeri, modellemenin iletilmesinde işaretin işlevi, ahlaklandırma görevinin bağlayıcılık niteliği ve ahlaklandırma görevinin gasbı alt başlıklarla kitabın son bölümünde Taha; Allah'a yaklaşmak isteyen kişinin yakınsamanın yapmacıklık, taklit, siyasileştirme ve soyutlama gibi sorunları ele almış. Bu sorunlara ahlaklanmayı gasp edilmesine karşılık Allah'a yakınlaşmak isteyen kişi kendilik ve kul oluşunu temin eden tahakkuk ve ahlaklanmayı yerine getirmek durumundadır. Ahlâkî çizgi projesi kapsamının bir parçası olan “Aklın Yenilenmesi” projesi teorik bir model inşasıdır. “Yeni bir insan anlayışı inşa etmek” gayretinde olan Taha Abdurrahman; insanın aklî faaliyetlerini birbirinden ayrı üç katmanlı teorik modelini inşa ederek; aklî faaliyetleri tasvir etme, çözümleme ve değerlendirmede bulunmaktadır. ‘Soyut Akıl’ ilk katmandır. Bu katman İslâm’a ait dinî amellerden istifade etmeyerek kayıtsızlık ve karşıtlık olanı ifade eder. Bu aklın sahibi, öznesine ‘yaklaşımcı’ niteliğinde bulunuldu. İkinci katman, ‘Rehberlik Edilmiş Akıl’ adını alarak dinî amel ihtiyacında bulunmakta ve sahibi, öznesi ise ‘yakınsayıcı’ niteliğine sahiptir. Son ve en önemli katman ise ‘Desteklenmiş Akıl’ seviyesidir. Bu katman İslâmi amelin derecesine geçiş yaparak ortaya çıkar, onu kullanan yani öznesi ise ‘Allah’a yakınlaşmış (mukarreb)’ niteliğine sahiptir. Bu üç teorik model inşasında “Dinî Amel ve Aklın Yenilenmesi” kitabı; aklın derinlik ve kapsamını “canlı iman tecrübesi”ni esasını ve merkezini alan akıl yenilemesi fikri, kılavuzluğunu yapmaktadır. Kitabın Künyesi: Taha Abdurrahman, Dinî Amel ve Aklın Yenilenmesi, çev. Mehmet Emin Güleçyüz, Pınar Yayınları, 1. Baskı Kasım 2020, 296 sayfa. Yunus Özdemir
Dini Amel ve Aklın Yenilenmesi
Dini Amel ve Aklın YenilenmesiTaha Abdurrahman · Pınar Yayınları · 202016 okunma
··
481 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.