Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Sebebi her ne olursa olsun hiçbir şeyin göründüğü gibi olmamasından yıldım. Kızılderililerde Yıl sözcüğü aynı zamanda Dünya anlamına da gelirmiş. Birinin bitişi diğerinin de dönüşünü simgelermiş. Yıl bitti demek yerine Dünya geçti derlermiş örneğin. Ben genel olarak dünya geçti diye düşünüyorum, buna tahmin edemeyeceğin kadar üzülüyorum.. Oysa son denilen şeyin de sonrasının olması fikrinde bir uğursuzluk olduğunu düşünmüyorum. 13 sayısını öz evladım gibi seviyorum. İnsan vücudu tatile giderken ne bulursan tıkıştırdığın bir bavul gibi. Bazı geceler rüyamda Plüton’u görüyorum. Hızlı hızlı ilerlemeye çalışıyor ve keşfedildiğinden beri Güneş’in etrafında bir tam tur atamadı diye gezegenlikten çıkarılmasını telafi etmeye çalışıyor. Oysa o çok küçük ve çok uzakta buna anlayış gösterilmesini bekliyorum. Bu kadar geriden başlamış ve farklı sıklette olan birinin takıma yetişemiyor diye suçlanmasını adil bulmuyorum. Bu ara sık sık o yalnız balinayı düşünüyorum, hani diğer tüm balinalardan farklı frekansta bir ses çıkardığı için hiçbiri tarafından duyulmayan, yıllardır okyanusta tek başına dolaşan o kimsesiz balinayı. Herkes aynı şarkıyı söylemek zorunda değil ki. Bunun bedelinin bu kadar ağır olmasına çok kızıyorum. O balinaya büyük bir şefkat duyuyorum. Bir palmiye türü güneş ışığına yaklaşabilmek için köklerini kullanarak yılda ortalama bir metre, ömürleri boyunca da yirmi metre yer değiştirebiliyormuş. Ağaç dediğin yürür mü? Bu yürüyormuş işte. Bunu öğrendiğimden beri pencereden sürekli sokaktaki ceviz ağacını gözetliyorum. Her an bir şerefsizlik yapabileceğinden kuşkulanıyorum. Termondinamiğin ikinci yasasından; evrende kendi haline, doğal şartlara bırakılan tüm sistemler zamanla doğru orantılı olarak düzensizliğe dağınıklığa ve bozulmaya doğru gider. Çince Li kelimesi hem ayrılık hem de armut anlamına gelirmiş. Bu sebeple Çin geleneklerinde sevgililerin ayrılmaları için bir armudu bölerek paylaşmamaları tavsiye edilirmiş.. Bir sıkıntıyı atlatmak dünyanın en güzel hissi, şimdilerde bu duygunun tadını çıkarıyorum. Epey yükseğe çıktım, son düzlükte kanatlarımı tarıyorum. Kafamın içi masmavi bir gök uçmaya hazırlanıyorum. Bence kim olduğumuzu tuttuğumuz değil, tutmadığımız sözler belirliyor, artık bununla savaşmıyorum.. İstanbul’u bıraktım demeye çalışıyorum. Bir süre kullanmamaya karar verdim, ciğer dalak bırakmadı. Bundan sonra cenazesine bile gitmem diyeceğim de, gidceğimi adım gibi biliyorum. İstanbul’dan değil ama her hayat yıkıp kuruşumda yine senden ayrılmaktan bıktım, artık ne olacaksa olsun Osman. Geçici bir zaman için olduğunu bilsen de İstanbul’u bırakmak kolay değil, insan ister istemez ekstra duygusallaşıyor. Eşyaları araca yüklerken yoldan geçenlerden birinin güle güle demesini bekledim. Kimse demedi inanır mısın? Onca yıl yaşadığım mahallemden ayrılırken sadece sokak köpekleri layığınca uğurladı beni. Hayatımda senin kadar kimseyi sevmedim demek gerçekçi olur mu bilmiyorum. Zaten kıyaslayabileceğim kimseyi de hatırlamıyorum. Ama senin kadar istikrarla kimseyi sevmediğime eminim, bir daha da sevebileceğimi de sanmıyorum Osman. Yaşlanmak mütemadi bir kaybediş, ve sanırım ancak bunu kabullenebilenler tadını çıkarmanın bir yolunu buluyor. Günü gelince hepimizin altına kaçıran yamuk yumuk ihtiyarlar olacağımızı hesaba katarsak ciddiye alacak pek bir şey kalmıyor Osman. Genelikle çoğunlukla acı her zaman özgürleştiricidir. Aslında kalbim biraz kırık. İşler bu hale gelmeyebilirdi. Hani duvardan kaldırdığın çerçevenin izi, orayı yeniden boyayana kadar öylece kalır ya.. Bilmiyorum belki de artık badana zamanı gelmiştir Osman. Hayatın insanın elinden neyi ne zaman alacağı hiç belli olmuyor. Savaşmayı bırakan insana kim ne yapabilir ki? Yenilmek kadar büyük özgürlük yok, şimdi kazananlar düşünsün. Yağmurdaın sonra ortaya çıkan toprak kokusuna GEOSMİN. Büyük hayallerle çok zaman kaybettik, artık basit şeylerin zamanıdır Osman. Olduğunu sandığı kişiye tutunup asla sınırlarının dışına çıkamayan insanlar için üzülüyorum artık. "Ben şöyle biriyim, ben böyle biriyim" diye boyuna konuşmalarına da tahammül edemiyorum. Hiç sınanmadıkları durumlarla ilgili kesin bir biçimde " Ben olsam şöyle yapardım "dediklerinde ise artık anlattıklarını hiç ciddiye alamıyorum hayat yeri gelince insanın ağzına burnunu öyle bir yamultur ki, feleğini şaşarsın. İnsan söyledikleri değil, yaptıklarıdır Osman. Bence evrenin kocaman kulakları var. Ağzımızdan çıkan, aklımızdan geçen her şeyi duyuyor. Ne zaman bir şeylere meydan okusam, tak diye karşıma o durum çıkıyor. Sonra çöz çözebilirsen. Fazla iddialı konuşmak istemem ama bana öyle geliyor ki, hepimiz bir üst bilinçten kendi hayatlarımızı yazıyoruz. "Korktuğun başına gelir" diye boşuna dememiş atalar. Bir yolumuz varsa o yol bizi bulur Osman. Hep söylerim dayanabilmek için bazı şeyleri görmezden gelmek zorundayız. Düştüğünde kalkıp oynamaya devam edenlerle oynamaya devam eder bu dünya. Beni soracak olursan iyiyim, sessiz sedasız duruyorum. Hiçbir şeye isyan etmiyor, hiçbir şeyle savaşmıyorum. Korktuğumdan değil, çok sıkıldım, bir tatsızlık çıkmasını istemiyorum. Hayatın bu evresinin hızlıca geçmesini istiyorum. Sütten ağzım yandı, yoğurdu yemeğe teşebbüs bile etmiyorum Osman. " Mutlu son dediğimiz nedir ki Osman? Anlatanlar, hikayenin mutluluğu yakın bir yerinde anlatmayı bıraktıkları için birilerinin sonsuza dek pembe bulutlarda yaşadıklarını sanıyoruz. Dalga geçemediğimiz her şey bizi tüketir, gülelim gitsin Osman. Lütfen daha az sevgi ve biraz daha saygı. Sevginin ne olduğu herkes için bu kadar farklıyken saygıdan daha tutunulr bir dal olduğunu hiç sanmıyorum.. Geçmiş yabancı bir ülkedir, orada her şey farklı yapılır. Hayatım bir mekanmış da herkes içerideyken dışarı çıkmışım. Dönen muhabbetten kafam şişmiş, kapının önünde peş peşe sigara içiyorum. Hava soğumuş ama içeri giresim yok. Komple gitsem çok ayıp olurmuş ondan bekliyorum. Duyguları çok fazla başıboş bırakırsan çeker giderler. Kendine saygısı olan varlıklardır duygular. Hakettiği şekilde değer verilmedikleri yerde durmazlar. İşin aslı buna layıktırlar. Umarım ihtiyacı olan birilerine gitmiştir... Her şeye rağmen bu yeryüzünde şarkılar söyledik, yan yana fotoğraflar çektirdik, güldük, sevindik, eğlendik… Gün oldu sadece birbirimize güvendik, birbirimizi kolladık, birbirimize sarıldık. Birbirimizin kollarında ağladık. Gece yarıları kötü bir haber nedeniyle yollara düştüğümüz de oldu, sabahın körlerinde çılgın tatil planları için de. Sebep ne olursa olsun biz yollarda çok iyiydik, yollarda mükemmeldik, galiba birbirimizi en çok yollarda sevdik, bakma seninle ben iyi bir ekiptik. Kaldırımlar biliyor. Hakikaten bir devir muhteşemdik Osman. Umarım sen de mutlu olduğun manzaralara bakıyorsundur. Değilse de bir yolunu bulacağına emiinim, herkes bulur. Gökteki yol açık gökyolundan gidenler daima kurtulur Osman. Başka bir hayatta görüşmek üzere.
206 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.