Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

90 syf.
·
Puan vermedi
·
25 saatte okudu
Hiç! Hiç! Hiç!
》Lunaparkta başlayan ve lunaparkta biten bir hikaye. Süleyman'ın hikayesi... Onun aralıklarla geçmişe gidip gelmeleriyle anlatılan öykü sekiz bölümden oluşuyor. İlk bakışta bu bölümler birbirinden bağımsız görünse de aslında birbirinin devamı niteliğinde. 》Süleyman dışında eşi Zinnure, kızları Fatma, ustası Kambur Hafız, dayısı Rafet Efendi, felsefe hocası Şinasi Bey ve aynı kasabada yaşayan Sabahat gibi karakterler var. Hepsinin hikayelerine ucundan kıyısından değiniyor yazar. 》Mustafa Kutlu'nun bazı kitaplarında rastladığımız bir şey var bu kitapta da. Hikayeden hikayeye geçişlerde bazen kimin ağzından okuduğumuzu yakalamak, konular arasında bağlantı kurmak çok zor oluyor. Bu eserde de onu yaşadım. Bu sebeple zaman zaman okurken zorlandım. 》Genelde Anadolu insanının değerlerinden uzaklaştıkça düştüğü çıkmazlardan kurtulma çabalarına şahit olduğumuz hikayelerinde, yazar yine çıkış yolunu kendi özüne dönmekte ve manevi değerlerine sımsıkı sarılmakta bulacağımızı anlatıyor. 》Yazar dünyayı lunaparka benzetiyor. "Bu kadar. Yavaşlayacak, duracak. Binenler inecekler. Bu defa başkaları binecek." sözlerinden bunu anlıyoruz. 》Dünya ezelden beri ışıklarıyla göz kamaştıran bir lunapark aslında. Bu yüzden çıkış yok, çünkü bu böyledir, dünya böyledir, insan böyledir. Kısacası kitabın kapağı konuyu özetlemiş: kocaman bir hiç! 》Son bölümde hikaye fantastik bir akışa giriyor. Bu sebeple en sevdiğim kısım burası oldu. 》Nasılsa bir defa geleceğiz bilinciyle kendimizi kaptırdığımız bir dünya, insanları memnun etmek için girdiğimiz türlü türlü şekil, özümüzü unutmak, yapmam dediğimiz şeylerin başrolüne geçmek, maalesef ki albenisine kanarak, geçici bir hayatı ebedi bir hayata tercih etmek. Hepimizin biraz da olsa kendini göreceği bi durum aslında. Bunu anlamadığımız taktirde de kitaptaki gibi asla çıkışını bulamıyoruz adı dünya olan lunaparkın. 》"Kur'ân-ı Kerîm'i okudukça o senin gören gözün, duyan kulağın olur, unutma" diyor kitapta. Unutmam diyor Süleyman. "Dağa taşa bakarsın, şu gördüğün çiçeklere, sokaktan geçen adamlara, her şeye her şeye. Bu çiçekler neler söylüyor, bu adam nereye gidiyor, bu taşı buraya niçin koymuşlar, hep anlarsın. Gece ile gündüz, uyku ile uyanıklık, hayatla ölüm birleşir. Dünyada niçin varsın anlarsın. Okudukça açılırsın. Açılırsın ne demek? Ayakbağı olan şeylerden kurtulursun bir bir. Gittikçe hafiflersin. Hafiflersin ne demek? Biri sana ağır bir söz söyler, biri sana ağır bir yük yükler, biri seni över de göklere çıkarır, biri sana mani olmak ister, biri seni çekip götürmeye çalışır, biri önüne engeller yığar, bir başkası para yığar, biri der ki aç kalırsın, biri der ki yapamazsın, biri der ki olmaz, imkansız. Bütün bunları aşarsın, anlıyor musun?" Kainatı okuyabilmek, görebilmek, anlayabilmek ve anladığımızı yaşayabilmek dileğiyle...
Bu Böyledir
Bu BöyledirMustafa Kutlu · Dergah Yayınları · 20227,6bin okunma
··
290 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.