Gönderi

Aynı yazar, güya Kılıç Arslan'ın geri çekilirken yolda, kendisine yardıma gelmekte geç kalmış olan kuvvetlere rastladığını ve aralarında şöyle bir konuşma geçtiğini de yazmaktadır: Ona yardıma gelenler "Ey talihsiz! Neden korkuyorsun? Senin baban hiçbir savaştan kaçmamıştı. Cesur ol, senin yardımına geldik" dediklerinde, Kılıç Arslan onlara şöyle cevap vermişti: "Siz deli misiniz? Siz henüz Haçlıların kuvvet ve cesaretlerini görmediniz. Biz onları yenmeyi ve tutsak alıp birbirine bağlamayı düşünüyorduk. Fakat bu kadar sayısız ve müthiş silâhlara, parıldayan mızraklara, miğfer ve zırhlara sahip ve ölümden korkmadan ilerleyen bu insanların kana susamış hayvanlar gibi saldırışlarını, tutsak almadan herkesi öldürdüklerini, dağ, tepe ve ovaları doldurduklarını gördükten sonra ne yapılabilirdi? Bütün milletler bizim oklarımızdan titrer: fakat onlar, zırhları içinde oklarımıza aldırış etmeden saflarımıza sokuluyor, oklarımız onlara tesir etmiyordu. İşte pek çok ölü verdikten sonra bu kadar kaldık. Kimse onlara karşı duramaz ve zalimliklerine dayanamaz." Bu ilginç hikaye Haçlıların cesaretini, silâhlarının üstünlüğünü, sayılarının çokluğunu ve ne büyük gayretle Türklere karşı direndiklerini, bu yüzden de Kılıç Arslan'ın savaşta başarı elde edemediğini açık bir şekilde ortaya koymaktadır.
Sayfa 35 - Türk Tarih KurumuKitabı okudu
·
28 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.