Bilgi çağında yaşamak toplumsal düşüngüsellikte bir artış demektir. Düşüngüsellik içinde hayatımızı yaşadığımız şartlar hakkında düşünmeye, tefekkür etmeye göndermede bulunur. Toplumlar daha çok âdetlere ve geleneklere uygun yaşarken, insanlar çok fazla düşünmeden kurulu usullere uygun olarak işlerini yapabilirlerdi. Önceki kuşaklar için yaşamın olmazsa olmaz addedilen birçok yönü bizim için açık bir karar verme meselesi haline gelmektedir.