Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

180 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
13 saatte okudu
kitabı, mensubu olduğum kitap okuma kulübünün ortak kararı sonucu okunması gerekenler listesinde sırası gelmesi vesilesi ile okudum. açıkçası kitabı elime alıp sayfaları karıştırdığımda bayağı önyargılıydım, adem özköse'yi daha önce duymamış, okumamıştım, ancak sayfaları karıştırırken cihatçıların fotoğraflarını görünce taraflı yazacağını düşündüğüm için isteksiz okudum. ancak henüz ilk sayfalarda kitap kendisine bağladı, elime aldığımda saat 12:00 civarıydı, bitirdiğimde 17:00 civarıydı, yani bir solukta okuttu , acaba ne olacak, acaba sonra ne oldu diye merak ettirdi. yer yer hüzünlendirdi. kitap ile ilgili düşüncelerime geçeyim; öncelikle, bu teröristlik kavramı gerçekten göreceli bir kavram, kime ve neye göre teröristsin? gücü elinde bulunduranlar keyfi bir şekilde gelip topraklarınızı işgal ediyor, buna direnince terörist oluyorsun. adam kırmızı bültenle aranan isimlerle röportaj yapmak için neleri atlatıp gitmiş, daha adını yeni duyduğum veziristan bölgesine. gerçekten iyi cesaret işi. ölebilirdi de, şans mı diyeyim, tevekkül daha yerinde olur sanırım. sivillere zarar verilmeden yapılan her türlü saldırıyı cihat kabul eden bir görüş var sanki. doğru geldi. yani bu kitabı okuyunca, amerikadaki 11 eylül saldırısını bu direnişçilerin gerçekleştirdiğine inanasım gelmedi. gerçekten sahabe hayatı yaşayan, az yiyen az konuşan, gece ibadetlerine düşkün, şehadeti gaye edinen bir topluluk vardı okuduklarımda. veya sivillerin olduğu yerde canlı bomba olup kendini patlatanlarla bu şahıslar aynı yolda değil diye düşündüm. yaşamak için ana hedefleri şehit olmak adamların, bu yüzden hiçbir şekilde şikayet etmiyorlar, ölüme bile gülerek gidiyorlar. son sayfada ebu ömerin cesedindeki tebessüm beni bayağı düşündürdü. görüş olarak bana ters gelen bazı şeyler vardı, mesela Türkiye'den kalkıp cihat için, şehit olmak için oralara gidenler evet, Müslüman kardeşlerine destek olmak için gidiyorlar, ama bu delinmiş bir kayıktan kova ile su boşaltmaktan başka bir şey değil. bizim kayığın deliğini kapatmaya ihtiyacımız var. yanı bu savaşları kökten bitirecek hamlelere. dolayısıyla, savaşı başlatan batılıların olduğu yerlere gidip oralarda güç sahibi, veya ülkeyi yönetme potansiyeline sahip kişilere daha çocuk yaşta ulaşıp evrensel ahlaki değerler çerçevesinde eğitmek daha mantıklı geliyor bana. bu yüzden eline silah alıp savaşmak yerine eline kalem alıp eğitmek daha doğru. bugünün savaşını çıkaranlar yarın toprak olup gidecek, onlardan sonra gelenler aynı yoldan gitmesin diye bu kişilere ulaşıp bir şekilde savaş karşıtı birey olarak eğitmemiz gerekiyor, bunun için oralara okullar açılabilir, bu okullar, özellikle o ülkenin bürokratik kesimine hitap edebilir, bürokratların çocuklarının o okullarda okutulması sağlanabilir. bu gayeye sahip eğitmenler oralara gönderilebilir. özetle, okumaktan keyif aldığım bir kitaptı, tavsiye edebilirim.
Kaçak Yolcu
Kaçak YolcuAdem Özköse · Pınar Yayınları · 2017646 okunma
·
78 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.