Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

208 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
‘Üstadı’ Tanıyoruz
Merhabalardan bir demet. ≈) Öncelikle şu fes konusunu bitirelim, şöyle ki: Fes takmak, 2'nci Mahmut döneminde zorunlu hale getirilmişti. O tarihte, dinciler ayaklanmıştı, fes'in gavurun icadı olduğunu söylüyorlardı. Hatta bu yüzden, 2. Mahmut'a gavur padişah diyorlardı. Oysa, fes'in kökeni Batı değildi, Kuzey Afrika'ydı, Fas'tı. Şapka kanunu çıkarılınca, dinciler aynı gerekçeyle ayaklandı. Bu defa şapka'nın gavur icadı olduğunu söylüyorlardı. Bir zamanlar fes'e karşı çıkarken, şimdi fes'i savunuyorlardı. Günümüzdeki karşıdevrimcilerin, yeni Osmanlıcı olduklarını iddia edenlerin, dini sembol zannettikleri fes'i takmaları, işte bu yüzden iki defa gülünçtür.-Yılmaz Özdil - Anka Kuşu Bilenler bilir! Türkiye'de Atatürk düşmanlığının "uyduruk" temel kaynaklarından biri Rıza Nur'un hacimli Hayat ve Hatıratım adlı kitabıdır.¹ ••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••• R I Z A N U R Tarih Bilgisi: * "Meclis 21 Nisan 1920'de açıldı:' (621) [Doğrusu: 23 Nisan 1920] . ... Kulağı delik ve kim olduğu belirsiz kimselerden dinle­nen dedikodulara dayanarak siyasi hatıra yazılır mı? Böyle bir kitap, tarih için alternatif bir kaynak olarak kabul edile­bilir mi? Zaten Rıza Nur da, hatıralarını yazarken uyguladı­ğı metodu ağzından kaçırıyor: "Herkes keyfine, fantezisine, kendi maksadına, menfaatine, aldatacağına ve aldatıldığına göre yazar.”[523] ... Kadınlar Hakkındaki Düşünceleri: 1. Kadını serbest bırak, fuhuş artar. [136] 2. Kadın, erkeğin en müthiş belasıdır. [404] 3. Kadın, erkekten aşağı bir mahluktur. Sinirli, mantık­sızdır. Harekatı akıl ve mantığa değil, sinir ve duyguya bağ­lıdır. Şimdi kadınların mebus, vekil gibi yüksek mevkilere çıkması moda. Akıllarına şaşarım, sökmez bir iştir. Kadın zayıf bir mahluktur. Hatta cinsi münasebette bile normal vaziyette erkeğin altındadırlar. Demek erkek, doğuştan on­dan üstün. Şimdi saçlarını kısalttılar ama akıllarını uzata­madılar. [1530] 4. Ben sade şehvet ihtiyacıyla kadınla münasebetteyim. [1530] 5. Atalarımız "Karı dediğin el kiridir. Yıkarsın, gider.” derlerdi. Ah ne güzelmiş. [l786]. Kadın hakkındaki prensibimiz 'kadın sokaktan eve'dir. Bugün kadını erkekle müsavi saymak, onu her memuriyete koymak, asrilik diye moda olmuştur. Bundan büyük hata olmaz. [.. ] Kadın her şeyden evvel çocuk makinesidir. [ .. ] Şehirler dışında çok ev­liliğe müsaade edilecek. Dans şiddetle men edilecek. [ .. ] Ke­keme, saralı, deli gibi ırsi hastalıklara müptela olanlar ev­lenmekten men edilecek, böyle şahıslar sterilize edilecektir (kısırlaştırılacaktır). [ 1881-1957] ... • Bu devre en uslu devremdir. Fakat bu esnada gayet çirkin bir iş yaptım. Bir gün evde kimse yoktu. Kapı çalın­dı. Teyzemin Zühre adındaki kızı geldi. Kapıyı açtım. Yuka­rı çıktı. Birden beni fena bir his kapladı. Kızın üstüne atıl­dım. Kız şiddetle mukavemet ediyordu. Nihayet aklım başı­ma geldi. Bıraktım. Meğer insan, kızmış bir boğa gibi vahşi bir şeymiş. [135] • Karımın üzerine yürüdüm. Vay sen misin yürüyen? Bana bir tokat vurdu. Gözüm döndü, hayvanlaştım. Bir iyi­ce dövdüm. Ama tam! Tokat, tekme.. Yine de hırsımı ala­madım. Kaldırıp yere çaldım. [ .. ] Hatta hırsımı alamamışım da burnunu da hart diye köpek gibi ısırmışım. [474] •Bir arkadaşım, benim hizmetçimi gebe bırakmış. Kızdım. İntikam almadan rahat edemeyeceğim. Bir gece evine misafir gittim. Ben de onun hizmetçisini baştan çı­kardım. İntikamımı aldım ve gönlüm ferahladı. İkimizin yaptığı da ahlaksızlık. Fakat bunu bana yaptıran intikam hissidir. (317] ... • Arnavutları isyana teşvik ettiğimi ben kendi elimle yazdım. Bu kusur değil, iftiharım sebebidir. [378] Bugün de bununla iftihar ederim. Bana büyük şeref­tir. [1305] … Ruh ve Sinir Hastalıkları uzmanı Dr. Ha­san Behçet Tokol: Bir doktor olarak diyorum ki, bu zavallı hastayı ta­rihe emanet edelim ve artık rahatsız etmeyelim. Çünkü böyle bir hastanın anılarını ve tanıklığını ciddiye almak tıbben mümkün değildir. ••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••• Aslında, bakılacak olursa Türkiye'de Necip Fazıl da dahil bütün Atatürk ve Cumhuriyet düşmanlarının başucu kitabı Riza Nur'un bu anılarıdır. Atatürk, 1927 yılında Nutuk'ta Rıza Nur'u, Balkan Savaşları sırasında vatana ihanetle suçlamış, herkesin vatanı kurtarmaya çalıştığı o günlerde Rıza Nur'un Arnavutları isyan ettirmeye çalıştığını ileri sürmüştür, Rıza Nur, 1928 yılında Paris'te Nutuk'u okuyup Atatürk'ün kendisini ihanetle suçladığını görür görmez Hayat ve Hatıratım adlı anılarını yazmaya başlamıştır.² Amacı, Nutuk'ta anlatılanları yalanlamak ve kendisini vatan hainliğiyle suçlayan Atatürk'ten "acımasız iftiralarla" intikam almaktır. Söz konusu kitabında yer alan Atatürk hakkındaki iddialarının "uydurmaca", "kurmaca" olduğunu bilen Rıza Nur, kitabını Atatürk'ün sağlığında yayımlama cesareti göstermemiştir. Rıza Nur, 1935 yılında Hayat ve Hatıratım adlı kitabını 1960 yılına kadar yayımlanmamak üzere İngiltere'deki British Museum'a göndermiştir.³ Yani "uyanık" Rıza Nur, yalanlarının, palavralarının ortaya çıkmaması için özellikle Atatürk'ün ölmesini beklemiştir. Rıza Nur, Hayat ve Hatıratım adlı kitabında Atatürk'e, Atatürk'ün annesine, babasına ve başta İsmet Paşa olmak üzerine çevresindeki kişilere ağzını geleni söylemiştir.⁴ Kitabını Atatürk'e yönelik deli saçması, hatta komik iddialarla doldurmuştur. Ayrıca kendisinin de homoseksüel ve kısmen deli olduğunu itiraf etmiştir. İşte bu Rıza Nur'un, 1960'larda yayımlanması için British Museum'a emanet ettiği Hayat ve Hatıratım kitabı filmlere taş çıkartan bir öykü sonunda Kadir Mısıroğlu'nun eline geçmiştir! Tesadüfe bakın ki bir Atatürk düşmanının yazdığı kitap yıllar sonra başka bir Atatürk düşmanın eline geçiyor! Kadir Mısıroğlu, Rıza Nur'un Hayat ve Hatıratım'ını 1967-1968 yıllarında 4 cilt olarak yayımlamıştır. Peki, ama bu hatırat nasıl olmuş da azılı bir Atatürk ve Cumhuriyet düşmanı olan Kadir Mısıroğlu'nun eline geçmiştir. Bundan sonrasını değerli gazeteci, yazar Muharrem Bayraktar'dan dinleyelim: "Tarihçi Kadir Mısıroğlu'na şöhret yolunu açan çalışması, Rıza Nur tarafından yazılan ve Atatürk'e ağır hakaretlerin yer aldığı 'Hatıratımı' kitabını yayımlamasıdır. Bu kitap Mısıroğlu'na büyük paralar kazandırmış, kendi ifadesiyle '1968 şartlarında büyük bir servet olan 500.000 lira kazanç elde etmiştir.' Peki, Rıza Nur bu kitabı ne zaman yazdı ve Kadir Mısıroğlu kitaba nasıl ulaştı? Rıza Nur, hatıralarını kaleme aldığı kitabı 1935 yılında Londra'da bulunan British Museum'a '1960 yılına kadar yayımlanmamak kaydıyla' verir. Kitap 25 yıl boyunca yayımılanmayacaktır. 1960 yılından sonra da kitabı yayımlamaya kimse cesaret edemez. Çünkü yayımlanması halinde 'Atatürk'e büyük iftiralar atan ve tarihsel olaylar ve gerçeklerle bağdaşmayan bu kitabın' büyük sonuçlar doğuracağı aşikârdır. Bunun için bir ‘deli kanlı!' lazımdır ve bulunur. (Kadir Mısıroğlu kendi kişisel sitesinde Bakırköy Akıl ve Ruh Hastanesi'nde ve Cerrahpaşa Psikiyatri Kliniği'nde yattığını anlatır). Kadir Mısıroğlu kendi ifadesiyle şöyle anlatır: ahbabım olan '1968 senesinde Cağaloğlu'ndaki Vilâyet Han'ın sahibinin teşvikiyle Beyaz Saray'ı (işhanı) terk edip Cağaloğlu'na yerleştim. Burada diğer eserlerimi telif ederken elime Rıza Nur'un British Museum'a koyduğu hatıralarının mikrofilmi geçti. Onu hayali 'Altındağ Yayınevi adıyla yayımladım." Ne kadar basit değil mi? Rıza Nur'un İngiltere'de olan hatıratının mikrofilmi bir anda Kadir Mısıroğlu'nun eline geçmiş ve o da 'yayımlayıvereyim bari" demiş!" E tabii, biz de inandık! Rıza Nur'un British Museum'a gönderdiği hatıratının mikrofilminun Türkiye'de olmadığı, tek nüshasının Londra'daki merkezde olduğu biliniyor. Peki, bu kitabın mikrofilmini kim ya da kimler İngiltere'den alıp Kadir Bey'e teslim etti? Ya da Kadir Bey 'Londra'daki bir kitabı' nasıl ele geçirdi? Kadir Mısıroğlu'nun İngiltere ile olan ilgisi daha sonraki yıllardada devam edecektir. Mısıroğlu, mahkemeleri dolayısıyla Türkiye'den ayrılmasını şöyle anlatır: 'Böylece vatan-ı azizimden ayrıldığım zaman, arkada otuzdan fazla ağır cezalık dava bırakmış durumdaydım. Bilahare çoluk çocuğumu yanıma getirttim. Almanların benden gayrisine oturma müsaadesi vermemesi üzerine, hep birlikte İngiltere'ye geçtik.' Almanya'nın kabul etmediği Kadir Mısıroğlu'nu İngiltere bağrına basıyor. Kadir Mısıroğlu, son yıllarda İngiliz emperyalizminin Ortadoğu'yu işgal planlarını 'diktatör rejimler devriliyor!' bahanesiyle adeta alkışlamaktadır. Küffarın bu işgal planları karşısında sesi çıkmayan ve 'diktatör rejimler devriliyor,' diye sevinen Mısıroğlu diğer taraftan, 'Şia'nın İslam'a verdiği zarar Hıristiyanlardan daha çok olmuştur,' diyerek bir tarih cehaleti sergilemeye devam etmektedir. Müslüman Şiilere hakaret edip Hıristiyan İngilizlere karşı ağzını açmayan Kadir Mısıroğlu... Acaba Rıza Nur'un kitabını İngilizlerden nasıl alıp yayımladı? Acaba neden İngiltere'ye sığındı? Acaba neden İngilizlerin İslam ülkelerindeki kıyımına paşa paşa tepki vermiyor? (Mısıroğlu'nun Akçaabat Dürbinar Mahallesi'ndeki lakabı Kadir Paşa'dır! Ben de aynı mahallede 3 yıl oturdum.) Acaba İngiliz destekli Yunan gâvurunu denize döken Mustafa Kemal Paşa, 'Batı emperyalizmi ve yayılmacılığı hakkında' yüzlerce kez beyanda bulunurken 'Kadir Paşa’ neden susmaktadır? Bu paşa kimin paşasıdır.⁶ Rıza Nur'un Hayat ve Hatıratım adlı kurmaca anılarının öyküsü burada bitmemiştir. Hayat ve Hatıratım'ı 1967-1978'de azılı bir Atatürk düşmanı olan Kadir Mısıroğlu yayımlarken, aynı kitabı 1992'de bu sefer başka bir azılı Atatürk düşmanı Abdurrahman Dilipak yayımlamıştır.⁷ Görülen o ki, Türkiye'de Atatürk ve Cumhuriyet düşmanlığını körüklemek için Riza Nur'un deli saçması anıları isitılıp isitılıp servis edilmiştir. Kadir Mısıroğlu, Rıza Nur'un Hayat ve Hatıratım adlı anıları dışında, Sarıklı Mücahitler, Lozan Zafer mi Hezimet mi, Osmanoğullarının Dramı, Geçmişi ve Geleceği İle Hilafet adlı kitaplarında ve konferanslarında Atatürk'e ve Cumhuriyet'e saldırmış, belgelere maharetle takla attırarak geliştirdiği tarih tezlerini bolca din sosuna batırarak kamuoyunun önüne koymuştur. Karşı Devrim'in görevli tarihçilerinin ana kaynaklarından Hayat ve Hatıratım'ın yazarı Rıza Nur, kadın olmak istediğini, kendisine tecavüz edildiğini, karısının kendisini boynuzladığını yazacak kadar ruhsal dengesini kaybetmiş aslen bir doktor… Necip Fazıl, para karşılığı yazılar yazmış, yüz seksen derece fikir gelgitleri yaşamış aslen bir şair… Mustafa Armağan, cemaatin ve hükümetin gölgesinde güdük tezler üreten aslen bir edebiyatçı, editör… Kadir Mısıroğlu ise "akıl hastanelerinde" yattığını itiraf etmiş, başında fesle dolaşan biridir. Bunların "sinekten yağ çıkararak" ileri sürdükleri tezler gerçek tarihçilerin alay konusudur. Böyle birinin hayat felsefesi yahut yaşamak sanatını varın siz düşünün sayın okurlar. Kitaba gelecek olursak Sekiz bölümden oluşuyor. Her bölümde farklı konulara değiniyor. Kitap sohbet tarzında ilerliyor. Kısa sözleriyle son buluyor. Zaman ayırıp okuyanlara mersilerden bir demet. ≈) ¹ Bkz. Rıza Nur, Hayat ve Hatıratım, haz. Kadir Mısıroğlu, (4 cilt) İstanbul, 1967-1968. ² Turgut Özakman, Dr. Rıza Nur Dosyası, Ankara, 1975, s. 17. ³ age. , s. 7. ⁴ Bkz. Sinan Meydan, Atatürk İle Allah Arasında, "Bir Ömrün Öteki Hikâyesi", 5. bas. , İstanbul, 2011, s. 1002-1007. ⁵ Özakman, age., s. 153-158 . ⁶ Muharrem Bayraktar, "Kadir Mısıroğlu ve Rıza Nur", Yeni Mesaj, 28 Mart 2012. - İNCELEMENİN NERDEYSE TAMAMI SİNAN MEYDAN'IN EL CEVAP KİTABINDAN-
Hayat Felsefesi yahud Yaşamak Sanatı
Hayat Felsefesi yahud Yaşamak SanatıKadir Mısıroğlu · Sebil Yayınevi · 2012280 okunma
··
3.506 görüntüleme
Hakan okurunun profil resmi
Sohbet kutumu bir görun ya; " ... Hakan bey sadece taraflı yazarları okuyorsunuz. Hakan yiyorsa Mısıroğlunu oku. Kendi bildiklerini duymak kolay. Farklı görüşlere açık ol. PKK yanlısı faşist militarist sigmatist. Daha sek bir erkek olabilmen için Bediüzzaman ve Mısıroğlu'nu okumalısın, ayrıca makarnayı ketçapsız ye. ... " Yav Adnan Oktar'ın bile kitabına 700 sözcüklü inceleme yazmışım. Bu adamı üzmeyin ahahahaha. Bakın bunlar zihin hastaları. Ortada akla mantığa uygun hiçbir şey yok. Belirli fikirler var, insanlar ona uymak istemediği için ,mantığına en saçma da olsa, zıttını kabulleniyorlar. Mesela ben bu sitede 1 aydır şeriat nidaları görüyorum. Başörtü zorunluluğunu görüyorum. Oruç tutmayanları bir ezikseme görüyorum. He tabi zıttını da görüyorum; başörtüsü olanları öcüleyen mi dersin, yoksa oruç tutanları salak yerine konulup dalga geçilmesini mi... Bu iki zihniyetle de bir halt olmaz. Fes meselesi gibi olur; önce dalga geçer, lakap takar; ardından kendi tükürdüğünü başkası yemesin diye emcüklerler. Neyse ben kotamı doldurdum. Eline sağlık.
Varsayalımismail okurunun profil resmi
Ulu manitu tahammülünüzü artırsın. Yazarlar sağolsun. ≈)
K E R E M   ✓ okurunun profil resmi
elim beğeni tuşuna gitmedi :D şunu görünce sinir sistemim savaş yapıyor cahillerle :D
Ebru okurunun profil resmi
Keşke gündüz paylaşsaydın, daha çok insana ulaştırdı.
Varsayalımismail okurunun profil resmi
Gündüzde tekrar paylaşım yaparım artık.
Varsayalımismail okurunun profil resmi
Ramazan Özel modu bu incelemeyle son bulmuştur. ≈))
oylemıolmus okurunun profil resmi
Hocammmm bu nirvana olmuş ya
Varsayalımismail okurunun profil resmi
Yazarlar sağolsun. ≈)
Melike görür okurunun profil resmi
maalesef ki hep cevapsız kalacak sorular Atatürk'ün kurduğu bu vatanda ona hakaret edebilecek bir kitap ve kitaplar olması ne acı. Rıza nur adlı şahsın tek yazdığı Atatürk'e hakaret ve kadınlara ettiği hakaret onun adına ben utandım. kadir Mısıroğlu için ise bu paşa kimin paşasıdır? ateşi bol olsun bknz:kadirmisiroglukim.wordpress.com/2012/06/22/zava...
Varsayalımismail okurunun profil resmi
Etkileşim berbat. Paylaşmamın amacı etkileşim için zaten.
Pluviofil okurunun profil resmi
Sabah okuma programıma aldım :d kaydettim huzurla uyuyabilirim.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.