İncil'in ilk kısmı olan Yaratılış'taki anlatıcı "Başlangıçta" ifadesini kullanıyor, çünkü "bir varmış bir yokmuş" gibi bu da bir hikayeye başlamanın geleneksel yollarından biri. Ka baca bir ayrımla, "bir varmış bir yokmuş" masal başlangıcıy ken, "başlangıçta" dünyanın kökenine dair mitlerin başında kullanılıyor. Dünya kültürlerinde buna benzer çok sayıda mit var; İncil'in ilk kısmı da bunların arasında. Pek çok ede bi eser geçmişte geçer, ama Yaratılış Kitabı'ndan daha eskiye gideni bulmak zor. Daha geriye giderseniz uçurumdan boş luğa düşersiniz. "Bir varmış bir yokmuş" da hikayeyi şimdi ki zamandan alabildiğine uzaklaştırıp, artık insanlık tarihi ne ait değilmiş gibi duran sisli bir mitolojik diyara iter. Hika yeyi belli bir zaman ve mekanda kurmaktan kasıtlı bir şekil de kaçınır ve böylelikle ona bir zaman aşırılık ve evrensel-
lik havası katar. Örneğin Kırmızı Başlıklı Kız'ın Berkeley'de yüksek lisans yaptığını ya da Kurt'un bir dönem Bangkok'ta bir cezaevinde yattığını bilsek o masaldan daha az zevk ala biliriz. "Bir varmış bir yokmuş" girişi, okurun "Gerçekten olmuş mu bu? Nerede olmuş? Mısır gevreği icat edildikten önce mi, sonra mı?" gibi sorular sormaması gerektiğine işa ret eder