Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

"Ne olurdu tanrım, “dedim. "Ne olurdu dedem elli sene daha yaşasaydı. Şu kaç milyon yıllık dünyada, elli sene daha yaşasa eline mi yapışırdı benim güzel dedem? Elli sene çok mu? Yirmi beş sene o zaman. O da mı çok? Ne cimri bir tanrıymışsın. Azıcık adaletin kaldıysa, dünyaya o büyük merhametin yeniden hakim olmasını istiyorsan dedemi on beş sene daha yaşatırsın. Hadi on olsun! beş olsun! o da mı çok? Duyamıyorum seni Tanrım. Ha! ne dedin? duyamıyorum. Bir sene de mi olmaz? Bir ay da mı olmaz? Bir hafta? Bir gün? Bir akşam? bir kadeh rakı daha içsin bari! bir hoşçakalın desin, gözüm arkada kalmayacak desin. Ona da mı hayır!" hala özlüyorum dedemi, yağmurlara bakıp özlüyorum. Kimsenin kullanmadığı telefon kulübelerine, unutulmuş yan yollara, kurmalı kol saatlerine, tüplü televizyonlara, dandik antenlere, o antenlerin yükselticilerine, vhs kasetlere, işporta gözlüklere, ilk cep telefonlarına, geçmişten kalan ne varsa, en saçma sapan şeyler bile olsa onlara bakıp özlüyorum dedemi. Dedemi özlediğimde de sadece onu değil, hatta ondan da çok o andaki ruh halimi özlüyorum. Dedemle birlikteyken ki kendimi özlüyorum.
Sayfa 221Kitabı okudu
·
3 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.