Faruk Duman'ı "Sus Barbatus" serisini çıkardığından itibaren merak ediyor ama nedense okumayı erteliyordum. Yazarı tanımak açısından ve de instagramda hesabını uzunca bir süredir beğeniyle takip ettiğim 
Kader Çavga nın youtube sayfasındaki kitapla ilgili yorumunu dinledikten sonra, Ve Bir Pars, Hüzünle Kaybolur'u kesinlikle okumalıyım dedim.
Kitaptaki olaylarda belli bir yer ve zaman yok. Yazarın anlatısından olayların, soğuk ve karlı kışları olan, ormana çok yakın bir küçük Anadolu kasabasında geçtiği izlenimini ediniyoruz. Sadece zaman ve mekan değil belli olmayanlar...Karakterlerin isimleri de belli değil... Anlatıcının adını bilmiyoruz mesela... Sadece Ceren var. Ceren'in babası ve ağabeyinin de, anlatıcının annesinin de adı belli değil. Karanlık orman tasvirleri, isimleri belli olmayan karakterler, Ceren ve ailesinin arasında tam olarak ne olduğunu anlayamamak (biraz tahmin ediyoruz okuyucu olarak, ama yine de acaba mı diye kendimize soruyoruz...), Ceren'in kardeşinin neden anlatıcıya saldırdığı gibi bir çok şey sislerin arkasında kalıyor. Hep bir merak duygusu ile beraber.
Ve Bir Pars, Hüzünle Kaybolur görünüşte ince ama gerçekten de okuyucuyu kendisine çeken bir kitap. Faruk Duman'ın doğa tasvirleri tek kelimeyle mükemmel. Bir çok yerde kendimi oradaymışım gibi hissetmemi sağladı. Yazarın doğaya olan ilgisi ve bunu biz okuyuculara anlatırken kullandığı dil bence çok iyi.
Kitapla ilgili biraz araştırma yapınca oldukça iyi bir tahlil yazısı buldum, sizlerle de paylaşmak isterim. Teşekkürler @hulyasoysekerci
edebiyathaber.net/hulya-soysekerc...
Meraklısına okuyunuz derim...
Kitaplar iyi ki var ....
·
32 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.