favori kitabıımm :)
İki yıl önce yine okumuştum ve aynı heyecanla tekrar okudum.
Zülfü Livaneli kitaplarındaki her konu ayrı ayrı güzel.
Gelelim
Kardeşimin Hikayesi'ne "Evimde binlerce edebiyat kitabı olduğunu söylerken her nitelikteki roman veya hikaye değil kasettiğim. Mesela Cinayet Odası'nda polisiye türünde romanlar bulunmuyordu. Çünkü bunlar insan duygularını anlamaya değil, cinayeti çözmeye odaklanmış, tek boyutlu, sadece merak uyandıran kitaplardı; doğal olarak ilgimi çekmiyorlardı. Evde bulunanlar, insanın iç dünyasını ve yaşadığı koşulları anlatan kitaplardı. İnsanların duygularını, çeşitli durumlarda neler hissetiklerini öğrenmek istiyordum."(sf. 20)
Kitaptaki bu alıntı Livaneli kitaplarını neden bu kadar çok sevdiğimi açıkladı.
"Benim için hayat bir roman, herkes de roman kahramanı."(sf. 155 İşte artık ben de hayata Ahmet Arslan'ın gözünden bakmaya başlayacağım. Ya da Mehmet Arslan mı demeliydim?!
"Sanki bir hikayenin içindeydim, kendimi dışarıdan izliyor gibiydim." (sf. 224) işte bu gerçekti. kitabın sonunda bu alıntı doğrulanıyor.
Sıradan bir kitapmış gibi olaylar başlıyor ama bu kitabı diğer kitaplardan asıl farklı kılan yanı kitabın sonu. O kadar şaşırtıcı bir sonla bitti ki aklımın ucundan bile geçmezdi.
Mutlaka herkesin okumasıı lazıım