Modernleşme ile birlikte neredeyse etrafımızdaki her şey akışkan ve muğlak bir hâl almaya başladı. Kullandığımız kavramlar, düşüncelerimiz ve değer yargılarımız sık sık değişir oldu. Bu “Akışkan modern dünya”da tüm düzeni kapsayan değişimler yaşandı. Ulus devletlerin kurulması bu değişimlerin başında gelmektedir. Kurulan bu yeni devlet yapısı, oluşturulacak yeni kimliklerin de habercisidir. Artık insanlar daha küçük yerlere, daha küçük topluluklara ait olmak zorundadır. Kimliklerin bu denli vurgulanması ve önemli hâle gelmesi, insanları yeni kimlikler edinmeye zorlamış ve kimlik arayışını başlatmıştır. Tüm bu değişimlerin sonucunda kimlikler çeşitlilik kazandı ancak bu çeşitlilik, çatışmaları da beraberinde getirdi. Artık parçalı bir dünyada yaşıyoruz ve bu parçalı yapı, kimliklerimize de yansıdı. Kendimize seçtiğimiz kimliklere sürekli yeni parçalar ekleyerek özgün kimlikler yaratmaya çalışıyoruz. Bunların çoğunu da bir yere ait hissedebilmek adına yapıyoruz çünkü bu akışkan modern dünya içerisinde bu aitliğe mecbur bırakılıyoruz. Sık kimlik değişimlerinin başka bir sebebi de içerisinde yaşadığımız tüketim toplumu. Tüketmeye o kadar alışmışız ki edindiğimiz kimlikleri de aynı hızla tüketiyor ve hemen yerlerine yenilerini koyuyoruz. Zygmunt Bauman’ın ve Benedetto Vecchi’nin mail üzerinden gerçekleştirdikleri söyleşi sonucunda hazırlanan bu çalışmada; kimlik kavramının, zaman içerisinde nasıl değişimler yaşadığının ve günümüz dünyasında nasıl bir yerde konumlandırıldığının cevapları okuyucuya sunulmaktadır.

KimlikZygmunt Bauman · Heretik Yayıncılık · 2017341 okunma

·

109 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Halil