Mevlana için bütün cüzi hakikatlerin üstünde olan aşkı anlatmak için kelimeler yetmez. Ama bu aşkın gerçekliğinden hiçbir şey eksiltmez:
"Aşkı açıklamak için ne söylesem, aşka gelince o söylediklerimden utanırım
Dilin anlatışı aydınlatıcıdır ama dilsiz olan aşk daha aydındır
Kalem yazarken koşarak gider; ama sıra aşka geldi mi kendiliğinden çatlar
Akıl, aşkı açıklamada eşek gibi çamura saplanıp kalır; aşkı ve âşıklığı yine aşk açıklar
Güneşin delili yine güneştir
Sana delil gerekse, ondan yüz çevirme"