Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

·
Puan vermedi
Saatin Gizli Yüreği, Canetti’nin 1972-85’e kadar olan “Notlar”ının ikinci cildi. Birinci Kitap olan “İnsanın Taşrası”, 1942-72 yıllarında tutmuş olduğu notlarını kapsıyor. Henüz 2015’de Ahmet Cemal tarafından Türkçe’ye kazandırılan kitaptaki her bir not, yazarın kült romanı Körleşme’sinde anlattığı kendi kalesine kapanan, toplumdan soyutlanmış Profesör Kien’in dünyasıyla bir hayli benzer. Canetti’nin güçlü bir kalemi var, yirmi altı yaşında kaleme aldığı Körleşme’yi bir ay gibi uzun bir sürede bitirmiştim. İnsanın kendi iç dünyasıyla hesaplaşmasını okumak, hele ki bir yazarın güçlü kaleminden okumak ister istemez o hesaplaşmanın ağırlını hissettiriyor ve baskı altına alıyor. Yarım bıraktığım Pessoa’nın Huzursuzluğun Kitabı adlı eseri, adı üzerinde huzursuzluk çemberinde sarsıcı, aynı minvaldeki kitaplardan biriydi. Saatin Gizli Yüreği kısa bir kitap fakat sözünü ettiğim duygusal yoğunluk kitabı iki Körleşme yapıyor. Okurken duygudan damardan uzak olmayışım, aksine kitabı sımsıkı duyumsayarak okuduğum her kitap, o karakter gibi düşünmemi, kendimi onun yerine koyarak olaylara bakışımı şekillendiriyor. Kitaplar da bunun için var, kısa bir süreliğine “sen” olmaktan çıkıp “o”nun gözünden dünyaya, aşka, hüzne, sevince, hayata bakabilmek için var. Yazarın ikinci kitabı kaleme alırken yaşanmışlığının verdiği tecrübeyle, daha olgun bir dönemde kaleme alması tercih etmem için başlıca unsur oldu. Canetti, kuşku yok ki döneminin kültürel anlamda “değer” olabilmiş bilgelerinden bir tanesi. Batı'nın dışında Hinduizm, Çin felsefesi, Yunan Felsefesi, Mısır Tanrıları, antik çağ ve sayamadığım bir çok konu, Canetti’nin gizli yüreğindeki birer parçalar. Feridüddin Attar ve Hz. Yakub hakkında pasajlar görmek de ilgi çekiciydi, Canetti'nin islam-müslümanlık hakkında da araştırmalar yaptığını seziyorum. Marakeşte Sesler adında kitabı da İslam ülkesi Fas'ın bir şehiri. Hemen her konu hakkındaki kendine özgü yüksek bilgisi onu tam bir entelektüel yapıyor. Kitaplar Canetti'nin hazinesi, kendi tabiriyle; "Başından aşağı dökülen sular gibi yutuyor bilgiyi." “Görmediği ve bildiği her şey onu hayatta tutuyor.” Üçüncü şahısın kaleminden çıkmış gibi notları; O.... “yapıyor, düşünüyor, hissediyor, bekliyor…” Umberto Eco’nun romanlarına sıkıştırdığı tarih ve kültür Canetti’nin notlarında saklı. Bir kitabı okurken hiç yoruldunuz mu? Evet, ilk kez bir kitabı bitirdiğimde düşünsel olarak yorulduğumu hissettim. Kitap, biter bitmez kıskacına aldı ve sonunda derin bir boşluğa bıraktı. Hiç sevmedim ben bu boşluğu. Bir kitabın kapağını iç huzuruyla kapatmanın zamanı gelmedi mi artık? Böylesine yoğun düşünce çemberinin insanın boğması o eserin neliğine dair izlenimler oluşturabilir mi? Ölümün yüceltilmesini eleştirir Canetti, yüzyıllar önce yaşamış tarihi bir şahsiyetin bugünlerin “efendisi” olmasından yakınır, kendisiyle hesaplaşmayan, zamanın “Kitle”lerini yerer. Bunlara karşın anılarında yaşayan insanları, yaşamları için korktuğu insanları sever. Övmenin bir insanı hançerlemekten başka bir şey olmadığını ifade eder. Araştırmanın, okumanın, umudun insan için, yaşamak için yeterli sebepler olduğunu klasikleşerek yineler satır aralarında. “Kendini kendinden kurtarıyor ve rahat bir soluk alıyor. Artık kendisi hakkında asla bir şey bilmek istemiyor.”
Saatin Gizli Yüreği
Saatin Gizli YüreğiElias Canetti · Sel Yayıncılık · 2015139 okunma
·
86 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.