Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

534 syf.
·
Puan vermedi
·
30 günde okudu
Çevirinin Sonuna Yolculuk
Hey Bardamu! diye seslendi bana, hey Bardamu! işte böyle basladı. Yanaşıverdi, kırk yıllık dostmuşuz gibi, gayet samimi. 1914teki savaşta aynı havan mermisinin hedefi olmaktan ödü bokuna karıșan hödüklerdeki kan kardesliği gibi bir sey miydi yoksa onuvbana bõylesine, içtenmiş gibi ama yine de kuşkulu, sıcak, meraklı ve sevecen ama davetsiz bir misafir gibi yanaşmaya iten şey? Yoksa yüksek ateșle titrediğim ve sağlığımı bir daha iflah olması epey zor biçimde zedelediğim dönemlerde, yani zor dediysek de bayağı zor hani, Örneğin o Fransizların ünlü lanetli yazarı, neyse adı... o işte, onun eserlerini çevirmek kadar zor olduğu tarışmasız olan Bikomimbo günlerimde mi tanışmıştık onunla, ben, yani Ferdinand Bardamu, kayaları bile parçalayacak kadar șiddetli yağan yağmurunun altında bir yerlerde, beni Afrika'dan alıp götürecek geminin gelecegi yere, ufka dikmişken gözlerimi, o sonsuzluğa kadar uzanıyormuş gibi yapsa da, aslında gecenin sonuna, hepimizin kendi gecesine, ○ devasa, azman azman ve bir O kadar da ürkütüců, acımasız geceye bakarken mi gözümden kaçmıştı tanışmamız onunla? Acaba Detroiťteki Ford fabrikasında mı beraber çalışmıstık, pire sayarak, sefil, makineleşmiş ve robotlaşmış hareketlerle birbirimizin yüzüne bile bakmadan, bağırsak samimiyeti mi kurmuştuk onunla Amerikanın o garip umumî tuvaletlerinde, aynı paralanı mı saymıştık birlikte? Gecenin içinde bir gün yanımdan geçmiş olanlardan herhangi biri yani.. Yoksa karanlıkta yollarımızın hep kesistiği bahtı kara dostum Robinson'a mı benziyordu ne? Ama artık ne önemi vardı ki bunun, bütün bunların, lafların, çoktan yitirilmis anıların? Zaten ne halt etmeye anlatmıştım ki ben bütün bunları, bir boka yaramış mıydı ki sözlerim? O kudurmuslar, yine aynıları yani, 1914teki rezaletten sonra 1939'da daha beter, daha uzun, daha kanlı ve daha bol cesetli, kopan kollu bacaklı bir dünya savaşı daha çıkarmamışlar mıydı, hem de daha õlümcül ve etkisi uzun ömürlü bombalar bile icat ederek? O gün bugün de güya çaktirmadan devam etmiyorlar mıydı sanki dünyanin her bir kösesinde savaş oyunlarına? O kokuşmuş "degerler her türlü milliyetçilikler, militarizmler, katı inançlar, sömürgecilik ve vahşi kapitalizm, varoşlarmın sefaleti, insan ruhunun kepazeliği,itaati, boyun eğişi, birbirini kazıklayışı, acımasızlğı, sevgisizliği, bütün bunlar hâlâ her yerde hüküm sürmüyormuydu yetmiş yildir, șu mide bulandırıcı ve kanlı bir katliam lağımına dönüşmüş, barbarlğı küreselleştirip "global" rütbesine terfi etmis dünyada? "Hey Bardamu! diye seslendi bana yine, hey Bardamu! gel seninle șöyle bir dolaşalım bizim buraları, gel gör nitekim şu sendili kīliçtan keskin general des Entrayes'ina rahmet okutabilecek yerli barsak deșenlerimizi, beyinlerinin icine bir örnek giysilerini kuşanmış milliyetçi, savaşkan, dili uzun "sivillerimizi". gel şöyle bir uzanalım doğuya, gidelim seninle şöyle bizim buralaın Bikomimbo'larına, gel gezinelim biraz bizim Detroiťlarımızda, yağmur altndaki depremzede körfezin hüzünlü fabrikalanında, bak bakalım ne degişmiș onca yldir üretim iliskilerinde: gel bir bakalım şu bizim yerli varoşlarımıza, taşramıza, șașarsın seninkilerle bariz benzerliklerine, ilginç gelecektir sana, o zifir dilleri Suudiye çalanlar, yani senin șu madrabaz peder Protiste'in yerli modelleri: gel bak, korkma, eminim hiç yabancıllk çekmeyeceksin, malzeme tanıdık bile gelecektir, alt taral insan doğası değil mi? İnan, senin zamanına göre pek değişmedi.. ya da azıcık.. ucundan!" Öyle dedi bana o yani çevirmenim, acı acı gülerek.. anlamadığım seyler olursa da, benim bile aklıma gelmeyecek kadar karamsarlık ūretici ve tüyler ürpertici ve de mide bulandınıcı şeyler, yani benim bile düş gūcūmü așacak korkunç șeyler, o bana yardımcı olur, çevirirmiş hepsini... Yazarımız antiburjuva bir dil ile, konuşmaksızın konuşuyormuş gibi yazdığı için çevirmenimiz 2 yılı aşan çeviri macerası boyunca yazarın dünyasına girebilmek dilini üslubunu benimseyebilmek için günlerce odasına kapanıp bilgisayar başına geçmiş ve bir bakıma ana kahraman Bardamu'ya dönüşmüş. Baba benimle oyun oynamana kaç sayfa kaldı soran kızıda çevirmenimiz de anlamış Hem Gregor'un hem de Samsa ailesinin dramını. Karakterin ic sesini kendisine mal etmiş. Geç keşfettiğim bu eseri okurken çokca daraldım ama sayfalar boyunca sürüp giden bugun bile hiç değişmeyen insanlığın öyküsünü ve tanımlarını gördükçe bugün ki insanlığımızdan utandım ve tıpkı çevirmen gibi bende Bardamu olmak istedim. En yukarıda paylaştığım çevirmenin ön değil sonsözü kısmını okudukça kendisi de yazar olan çevirmen
Yiğit Bener
Yiğit Bener
' de bir teşekkür bir tebriği borç bildim. Ferdinand 10 Çevirmen'e 100 puan .
Gecenin Sonuna Yolculuk
Gecenin Sonuna YolculukLouis Ferdinand Celine · Yapı Kredi Yayınları · 20224,060 okunma
·
224 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.