Öyle bir ikileme düşmüştü ki, kendini hiçbir yere ait hissedemiyordu. Esas olması gereken yerde değilmiş gibi, sanki hiçbir zaman da olamayacak gibi. Fırtınanın oradan oraya savurduğu ve savuracağı, yolunu mütemadiyen bulamayacak bir sonbahar gazeli gibi.