Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

1192 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
14 günde okudu
Muhteşem bir 20. yüzyıl eleştirisi
2666 en sevdiğim kitaplardan biri oldu, uzun zamandır beni bu kadar etkileyen bir kitap okumamıştım. Hayran kaldım kitaba, bu nedenle Bolano ve kitap hakkında epey yazdım. Bolano’nun edebi kişiliğinin detaylı bilinmediğini düşünüyorum, fazla standart bilgi dolaşımda. Biraz detaya girdim. Okumak için ; instagram.com/p/Cq26wthKd16/?... Provokatör, isyankar edebiyatından genel olarak bahsettim ve Latin Amerika yazarlarına dayatılan ‘büyülü gerçekçilik’ ten. Biraz da Bolano okuma deneyimimden bahsettim,
Vahşi Hafiyeler
Vahşi Hafiyeler
ile yaşadığım, okurların genelinin yaşadığı sorunlardan, öykülerini çok sevmemden vs. O paylaşım da şurda; instagram.com/p/Cq8HJ-xKyaX/?... Gelelim 2666’ya :) Ne desem az ve okuma keyfinizi sürprizleri de bozmak istemiyorum. Genelden özele doğru bir yorum yazdım. Ama özelde de fazla detaya girmemeye özen gösterdim. 20. yy’ın tüm şeytanları bu kitapta!Faşizm, totaliter yönetimler, savaş suçluları, Siyah sorunları, kadın cinayetleri, homofobi, yozlaşma… Ve bu mezarlıkta üretmeye devam eden sanatçılar, yazarlar…Bolano’nun parça parça bütünleşen kurgusunda, karakterlerin yaşamları üzerinden ayrıntılı bir 20. yy. portresi çıkıyor. Farklı zamanlarda, farklı ülkelerde dolaştırıyor okuru. Okuduğum en kapsamlı 20. yy. eleştirisiydi. Kitabın adının da buna gönderme olduğunu düşünüyorum. 2666’nın anlamı bilinmiyor (son görsel). 2000 (20.yy) + 666 (seytan) diye kendimce teoriler geliştirdim Kitap beş bölüm, beş insanı sembolize eder. Bolano’nun bir kitabında ‘2666’ yılından bir mezarlık gibi’ ifadesi geçiyor. 20. yy. kötülüğünde savaşlar, ölümler, yıkımlar. Tam bir mezarlık tarihi. Teorilerim böyle… En sevdiğim kitaplar arasında yerini aldı 2666, sonsuza kadar okunabilir :) @sirinetik tavsiyesiydi, iyi ki Genel bilgi, izlenimlerimi buraya yazdım, görsellerde bölümleri detaylandırdım. Tabii metin daha derin, yüzeyden bahsettim. Bolano edebiyatından da önceki paylaşımlarımda bahsettim. Ve dördüncü bölüm, Bolano’nun sert gerçekçi edebiyatının zirvesi. Rahatsız edici, muhteşem bir bölüm. Bolano elli yaşında öldüğünde bu kitap üzerinde çalışıyormuş. Handiyse bitmiş bir metinmiş, okuduğumda bende yarım kalmışlık hissi oluşmadı. Yarım diye düşünmeyin kitabı. Tamamlamış, son rötuşları yapıyormuş. Kitap beş bölümden oluşuyor. Bölümler arasında bağlantılar var ve sıra gözetmeksizin okunabilir deniliyor. İlk bölümlerde ben de böyle düşündüm, bağlantılar azdı ama son bölümle birlikte baskı sıralamasıyla okumanın kurgu açısından daha keyifli olacağına karar verdim. O küçük bağlantılar da kilit detaylarmış. Sadece 2. ve 4. bölüm sıralaması değiştirilerek okunsa da sürpriz bozulmaz. Bölümler arası, araya kitap alınabilir, ama vaktiniz varsa almamanızı tavsiye ederim. Üslup olarak ağdalı bir üslubu da yok. Ancak çok isim geçiyor, zamana yayacaksanız not almayı ihmal etmeyin. Özetle 2666 her şekilde okunabilir. Roberto Bolano’nun sevmediği ifadeyle bitireyim bu kısmı, Ölümsüzsün Bolano ve 2666 :) Birinci bölüm, dört akademisyen eleştirmenin Benno von Archimboldi adlı gizemli bir yazarı arayışıyla başlıyor. Gizemli yazar arayışı, kayboluş Bolano kitaplarında karşımıza sık çıkan bir izlek, en iyisi bu kitapta. Yazar kurgusal, Bolano o kadar iyi detaylandırmış, bildiğimiz yazarla birlikte bahsetmiş ki gerçek bir kişi gibi. Kitapları dilimize çevrilmiş mi diye bakabilirsiniz:) Gerçek kişileri de çok iyi kurgusallaştırmış, Bolano’nun oyunları, seviyorum. Bu bölümde edebiyat, sanat, delilik öne çıkıyor. İkinci bölüm, ilk bölümün sonlarında dahil olan Santa Teresa’da yaşayan, çamaşır ipine geometri kitabı asan, Amalfitano adlı bir akademisyenin hayatı. Felsefi konularla birlikte yine arayış, delilik irdeleniyor. İlk bölümdeki olaylardan ve karakterlerden kopuk yeni bir hikaye. Dördüncü bölümde detaylandırılacak olan kadın cinayetlerinin olduğu zamanlar ve bir babanın korkusu, paranoya sınırlarında git-geller öne çıkıyor. Üçüncü bölüm, ikinci bölümün devamı niteliğinde. Amerika’nın Harlem bölgesinde yaşayan Siyah bir muhabir ile başlıyor bölüm. Kara Panterler, Siyah sorunlarından Santa Teresa’ya uzanıyor kurgu. Muhabir Fate boks maçı hakkında yazmak için geliyor ve ikinci bölümdeki Amalfitano’nun kızıyla tanışıyor. Kadın cinayetleri, katil zanlısı ile ilgili de bir bölüm. Dördüncü bölüm, en sevdiğim bölüm. 1993’ten 1997’ye kadar Santa Teresa’da işlenen kadın cinayetleri detaylandırılıyor. Bolano üçüncü bölümde bu bölümle ilgili karakteri üzerinden şöyle bir ifade kullanıyor: Üçüncü dünya ülkelerinden birinin endüstriyel bir portresini, Meksika’nın bugünkü durumunu açıklayan bir aide-memoire ( hatırlatıcı metin), sınırın panoraması, birinci sınıf bir cinayet hikayesi.” Bir gazeteci gibi bulguları sıralıyor. Nerde, nasıl bulundu ceset, kimliği, ölüm sebebi, soruşturmanın seyri vs. Bir taraftan da polislerden bahsediyor, bazı karakterleri detaylandırıyor, katil zanlısının mahkumiyet sürecinden bahsediyor. Üzerine çok şey söylenecek bir bölüm, mecburi en kısa haliyle değiniyorum. Çocuk yaşta fabrikada işçi olan kızlar, kaçırılma, tecavüz, sınır geçmeye çalışmalar, kocası tarafından öldürülen kadınlar Meksika gerçeğini de gözler önüne seriyor. Polisin giyime göre yargılaması, fahişe deyip araştırmaması, delillerin kaybolması…Emniyet, yönetim ve uyusturu tacirleri arasında oluşan ağ, basının susması, susmayanın kayıplara karışması… Rahatsız edici, gerildiğim, hayran kaldığım bir bölümdü. Ve son bölüm, gizemli yazar Archimboldi’nin Hans Reiter adı ile doğduğu zamandan başlıyor. Hem yazarın hayatını öğreniyoruz hem de tüm bölümler efsane bir sonla bağlanıyor. Bu bölümde I. ve II. Dünya Savaşları, nasyonal sosyalizm, soykırım, savaş suçları, Doğu-Batı Almanya dönemi, Stalin Rusyası karekterlerin yaşamları üzerinden detaylandırılıyor. Son olarak eklemek istiyorum, detaylarda çok fazla konu, edebiyat dair çok şey var. Bolano’nun eleştirileri var. Aslında sadece genele değindiğimi düşünüyorum:) Her satırından keyif aldığım bir okumaydı. Bu kitaba hayranım demiştim. Umarım herkes okur bu başyapıtı.
2666
2666Roberto Bolano · Can Yayınları · 2021234 okunma
·
910 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.