Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

128 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Sonsuz boşluğu içimde taşıyorum
2023 Okuma Listesi - 13. Kitap Tezer Özlü, Yaşamın Ucuna Yolculuk adlı bu anlatıda hayranlık duyduğu üç yazarın (Svevo, Kafka ve Pavese) izlerini sürüyor. Kitap ilk kez Auf den Spuren eines Selbstmords (Bir İntiharın İzinde) adıyla 1982’de Berlin’de Almanca olarak yayımlanmış. 1983’te de Marburg Yazın Ödülü’nü almış. Daha önce de okumuştum ama tamamen unutmuşum. Nisan ayında tekrar okudum. Cesare Pavese ve Tezer Özlü’nün doğum günleri aynı günmüş. Tezer, Pevece’ın intiharından yedi yıl önce doğmuş. Bu nedenle kendini ona karşı çok yakın hissediyor. Cesare Pavese’dan alıntılarla sürüyor kitap. Kitap çok ince olmasına rağmen ancak bir haftada bitirebildim. İnsanı düşünceden düşünceye sürükleyen pek çok cümle var içinde. Ama bütün olarak çok beğenmedim. Tezer Özlü bu kitabı dünya acılı olduğu için yazdığını söylemiş. Ama bu acı okuyucuya geçmiyor. Havada kalıyor. Çocukluğun Soğuk Geceleri'ni defalarca okuyabilirim. O kitapta Tezer'in içindeki acıyı hissedebiliyoruz. Nedeni biliyoruz çünkü. Özellikle psikiyatri kliniğinde geçirdiği dönemleri anlatırken doruğa çıkıyor bu acı. Ama Yaşamın Ucuna Yolculuk'ta başkasının acısını hissetmeye çalışan bir Tezer gördüm sadece. Ferit Edgü Kalanlar için yazdığı önsözde “Kafka'nın iktidarsızlığı, Pavese'nin eşcinsel yalnızlığı değildi Tezer'i çeken. Onların yapıtlarında dile gelen, çaresizliğe, saçmalığa, hem kendi adına, hem onlar adına karşı çıkıyordu,” diyor. (s.11) Ama benim gördüğüm şey daha çok bir kabullenişti. Tezer onları kendisine benzeyen insanlar olarak gördüğü için yaşadıkları yerlerde gezip acılarını daha derinden hissetmeye çalışmış. Kalanlar’da yer alan bir bölüm bu düşüncemi doğrulayan tarzda: “Yaşamım yazarların acısını aramak oldu. Çocukluğumda Dostoyevski'nin nihilist acısını buldum. Otuzumda Pavese'nin intihar acısını. Bugün Berlin'de Peter Weiss'ın antifaşizm acısını.” (s.39) En sevdiğim bölümde şöyle diyor: “İnsan yalnız kendi yargılarını benimsiyor. Ve bunlar genel yaşam yargılarından o denli başka ki…” (s.60) Ve şöyle devam ediyor: “Yabancısı olmadığım bir tek olgu var. O da kendi varoluşum. Belki tek mutluluğum bu. Tek bağlantım. Kendimi kavrayamazsam, tüm varoluşum yitmiş demektir.” Aşkla ilgili düşüncelerimi doğruluyor yazdıkları: "Öykü ve şiir yaratmak için doğmuş olanlar âşık olmakla yetinmezler, çünkü aşkın sanatsal bir yapıtı oluşturacak entelektüel örgüsü yoktur." Bunu şöyle açıklıyor Tezer: "Sevgi inandırıcı değildir. Düşüncelerin bulduğu, düşüncelerin biçimlendirdiği bir durumdur. Düşünüldüğü oranda büyür, derinleşir, büyütülür, derinleştirilir. Ne denli düşünülürse o denli büyür, dayanılmaz boyutlara ulaşır, ulaştırılır." Pek çok esere ilham kaynağı olması bunda gizli sanırım. Şöyle devam ediyor: "Gerçekleştirilemez. Soyutlaşır. Ve hiçbir zaman bitmez. Yaşam gibi. Ölüm gibi." (s.21) Aslında aşk içimizde devleşip âşık olduğumuz kişiden ayrı bir şeye dönüşüyor zamanla. "Aşka âşık olmak" deyiminin kaynağı bu olsa gerek. Ve Nazım'ın bu kadar çok âşık olmasının nedeni... Tezer Özlü'nün tüm kitaplarında bir karamsarlık hâkim. Bu çok normal... Çünkü manik depresif bir kişiliği var. İçindeki sonsuz boşlukla baş etmeye çalışan biri o. “Sonsuz boşluğu içimde taşıyorum.” (s.97) Ama bu kitap diğerlerinden çok daha ağır geldi. İçim çekildi okurken. Yine de onu tanıma adına okunması gerektiğini düşünüyorum. Ayşegün Korkmaz, Derince, 21 Nisan 2023
Yaşamın Ucuna Yolculuk
Yaşamın Ucuna YolculukTezer Özlü · Yapı Kredi Yayınları · 202112bin okunma
·
456 görüntüleme
Bulut Öztürk okurunun profil resmi
Kitabında yazdığı gibi ; ‘’Derin bir uykuya, sessizliğe öylesine ihtiyacım var ki.’’ diyerek vakitsizce ayrılmış aramızdan… Değerinin ve yazdıklarının daha büyük kitlelere ulaşması dileğiyle.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.