Gül Yetiştiren Adam, bu romanı ilk kez 16 yaşındayken okumuştum tabi ki ilk okuduğumda şimdi ki okuduğum hisleri yaşatmamıştı bana fark ettim ki Rasim Özdenören bu kitapta hem geleneğin hem modernizmin Türk toplumu üzerindeki yansımalarını en iyi şekilde ele almış ve toplumsal değişimin izlerini okuyucuya birinci ağızdan, ustaca ve ayrıntılarıyla birlikte aktarmıştır. Erdem Bayazıt, Kelimenin Dirilişi adlı eserinde Rasim Özdenören için şunları söyler “Çözülen aileler, çalışan, çarpılan, hasta ruhlar ince bir işçilik, bir portre sanatkarı, dikkati ile ayrıntılı yansıtan üslup, Rasim Özdenören’in en belirgin özelliğidir. Müthiş bir ayrıntı avcısıdır.” Hakikaten kitabın tamamını göz önünde bulundurduğumda kendine özgün bir ayrıntı metodu izlediğini görmem mümkün oldu. Özdenören, eserde iki farklı olay üzerinde durmuştur. İlki Sitare ve arkadaşlarının bulunduğu olay, burada yazar Sitare’nin yaşadığı hayat üzerinden modernizm ve çağdaşlık adı altında yaptığı, kendi toplumuna ve değerlerlerine aykırı, çelişik hareketlerini göz önüne sererek yozlaşmış insanı anlatmaya çalışmıştır. İkinci olayda ise, yeni dünya düzenini protesto etmek amacıyla evinden elli yıl boyunca hiç çıkmamış ve gül yetiştirerek hayatına devam etmiş olan yaşlı bir adamı ele almıştır. Bu olay üzerinden Cumhuriyetin ilanı ile birlikte toplum üzerindeki yabancılaşma ve Batılılaşmanın artışı bu artışa binaen bir başkaldırış niteliğinde gül yetiştiren adam portresini okuyucunun önüne sermiştir. Rasim Özdenören bu eserinde özellikle insana modernizmi hangi alanlarda ne derecede kullanması gerektiğini öyküleyici bir anlatım ve sade bir üslupla anlatmaya çalışmıştır.

Gül Yetiştiren AdamRasim Özdenören · İz Yayıncılık · 202117,7bin okunma

·

297 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.