"Dün nasıl bir gündü, nasıl bir geceydi öyle! Lakin sinmeyeceğim. Çektiğim Acılar ruhumu güçlendiriyor." "Artık seni hiç olmadığı kadar bütün ruhumla seviyorum çünkü özgürlüğüme saygı duyuyorsun çünkü bir bacağımı alıp evlilik bağıyla bir iskemleye yahut masa ayağına bağlamaya kalkmıyorsun. Tutkularım özgürlük istiyor." "Sen ne kadar kabul etmek istemesen de mutlak iyilik, mutlak yücelik, en üstün güzelliğin ta kendisisin." "Anlıyorum, doktor... Bu.... Mühim değil. Ziyanı yok. Ölüm hoşuma gidiyor; ısınıyorum ona yavaş yavaş. Bunca acı insan yaşama isteğini de yiyip bitiriyor. Dün geceye dek sanıyordum ki yaşamak güzel bir şey.... bazen.... Lakin şimdi ölümün yeğ olduğunu kanısındayım... Acı çekmememin... Ah ne hoş, ne zevkli bir şey olurdu!" Tristana bize erkeklerin gölgesinde yaşamanın acısını, eğitimin önemini, kadınların ekonomik özgürlüklerinin hayatı açıdan önemli olduğunu anlatıyor. Hem de müthiş akıcı bir dille. Kitabı çok çok severek okudum. Adeta bir kadının onu tutsak gibi hayata mahkum eden yaşını başını almış bir erkeğin hayatından çıkıp yeniden doğuşu gibiydi... Kitabın neredeyse tamamını paylaşmak, altını çizdiğim cümlelerin hepsini sevdiğim insanlara okumak isterdim. Ama ne yazık ki etrafımda kitap okumanın güzelliğini, o muhteşem keyfini hissedebilecek, okumanın, kendini geliştirmenin faydasını anlayabilecek hiç kimse yok etrafımda. Ben de Tristana gibi hayatında verdim mücadelede yapayalnızım Ama bu yalnızlık güçlendiriyor beni.. Tristana kitabın bir bölümünde çok ağrılı iltihaplı bir romatizmaya tutunuyor gecelerce ağrıdan uyuyamıyor yüksek ateş mide bulantısı acıdan kendisini kaybediyor neredeyse... İşte ben de kitabı okuduğum sıralarda Tristana gibi çok ağır sancılar çekiyordum. Kitabı resmen ağırlar içinde bitirdim Tristana hem ruhumu, hem de bedenimi etkisi altına aldı. İncelemenin de en başına beni en çok etkileyen alıntılari özellikle yazdım.

TristanaBenito Perez Galdos · Opera Kitap Yayınları · 2021566 okunma

·

217 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.