Scarlett...Rüzgar gibi geçti romanı Amerika Birleşik Devletleri tarihinde çok derin izler bırakan iç savaşın geniş bir öyküsüdür.
Yayınlandığı ilk günden itibaren satış rekorları kıran roman daha sonra Fransa, Almanya ve İngiltere’ de de ilgi görmüş ve aynı adla filme alındıktan sonra bütün dünyaya yayılan üne sahip olmuştur.
Kitapda 1861 yılında Amerika’nın kuzey ve güney devletleri arasında patlak veren iç savaşı anlatılıyor. Olaylar Georgia, Atlanta kentinde ve Baş kadın kahramanın ( Scarlett O’Hara) yaşadığı Tara çiftliğinde geçmektedir. Savaşın sebep olduğu felaketler, insanların yaşamlarını ne şekilde etkileyip değiştirdiği, zorluklarla mücadele, insanların birbirine nasıl bağlandıkları ve unuttuklarını, aşkın, paranın insanı nasıl değiştirdiğini anlatan tarihi, romantik ve de siyasi bir öyküdür.
Romanı ilk baskısı olan 1984 yılında Altın kitaplar yayınevinden, toplam 668 sayfadan oluşan yayınını çok önceden okumuş ve filmini izlemiştim. Şimdi ise tam metin olarak 2 ciltten oluşan 1328 sayfalık Toker yayınlarından yayınlanan, bu eserin akıcılığını ve edebi dilini daha iyi yansıtarak çevrilmiş halini okumak daha çok hoşuma gitti. Kitabın ilk sayfasında eser ve yazarının hakkında verilen bilgiye göre iç savaş öykülerini dinleyerek büyüyen Margaret Mitchell geçirdiği bir trafik kazası sonucu eve kapanmak zorunda kalınca bütün dünyada milyonlar satan bu eseri 10 yılda yazarak kaderin garip bir cilvesi ile yazarlığa adım atmış fakat yine bir kaza sonucu 1949 yılında ölmüş olduğunu anlatılıyor.
Kitabı okurken tek eleştirdiğim nokta çevirisi yapılırken mi bilemiyorum ama sanki kitabı bir müslüman yazmış gibi; bazı tasvirler var, misal Tanrı yerine Allah kelimesinin geçmesi, kararsızlığı tarif ederken “iki cami arasında kalmak” gibi veya hamdolsun vs.gibi Müslüman ülkelerine uygun bir çeviri olmuş, bunu biraz garipsedim. Birde köleliği yücelten bir yorumlama var ki zamanında buda eleştiri odağı olmuş.
Kitabı bitirdikten sonra tekrar filminide izlemek isteği duydum. Scarlett karakterine ara ara hayran kalmakla birlikte zaman zamanda çok kızdım ama müthiş bir hikaye herkesin okumasını isterim.
Keyifli okumalar dilerim.