Herkese merhaba. Ayın okunan son kitabı ile geldim. #8ayda8tuğlakitapokunur diyerek sekiz aylık bir okuma serüvenimizin son tuğla kitabını okuduk birlikte. Çok güzel istişarelerde, bol keyifli kitap sohbetlerinde harika okumalar ve vakitler geçirdik. Üzülmüyoruz çünkü sadece 4 ay aradan sonra yine 2 Eylül'den itibaren yeni tuğla kitaplarımızla okumalarımıza kaldığımız yerden tam gaz devam edeceğiz. Listemiz hali hazırda okunmayı şimdiden bekliyor bizi. Dilerim yine güzel eserler keşfedeceğimiz, keyifli okumalar yapacağımız kitaplara denk geliriz. Hoşça kalın demiyorum hoça bekleyin demek istiyorum. İyi ki birlikte okuyoruz.
Filiz Uğurluoğlu 
Pınar
Gülşah Ongun 
Smk
Okuyan sapkaci 
Okuyan1fenogretmeni
Beyza Şahin 
Fatma Semerciler
@Okuyan_ilknur61 
Hatice Kurt
Alonso Quijana olarak yaşamını sürdüren bir asilzadenin bir günde ismini değiştirerek nam-ı diğer Don Quijote ismini alarak çıktığı serüvenleri okuyacaksınız. Okuduğu şövalye romanlarından ilham alarak haklının yanında olan, savunan yiğit şövalye, haksız olanları ise kılıcının ve korkusuzluğunun verdiği cesaretle bozguna uğratmayı kendine bir görev sayar.
Hayali mi gerçek biri mi olduğunu çözemediğimiz birde Dulcinea del Toboso'nun eşsiz güzelliğinin olduğunu ve önüne çıkan herkesin sevgilisinin güzelliğini coşkuyla, inançla kabul etmelerini bir yükümlülük olarak gördüğünü ve herkesin bunu dile getirmesini ister.
Ve elbette birde silahtar arayışındayken karşısına Sancho Panza çıkar. Saf, korkak olarak görünen Sancho'nun gerçekleşen serüvenlerde değişimini, safken kurnazlığını, geveze iken bazen çok aklı başında konuşmasını, açgözlü doymak bilmez, yetinmez bir insana dönüştüğünü görürüz.
Birinci Kitap'ta Don Quijote ve Sancho'nun atıldığı serüvenleri, karşılaştıkları insanların bir hikâye anlatmasını görüyoruz.
İkinci Kitapta da yeni serüvenler peşinde koşan, türlü oyunları, badireleri atlatan pek çok olayla karşılaşan Don Quijote ve Sancho'nun eve dönüşünü okuyoruz.
Cervantes, İspanya ordusuyla İnebahtı savaşında savaştığını, savaşta aldığı yarayla sol eli felç olarak kardeşi ile birlikte İspanya'ya dönerken Türklere esir düşer, beş yıl esaret altında tutulduktan sonra bir Yunanlı satın alır.
Sanırım bu yaşanan olaylardan kaynaklı da eserinde anlattığı hikâyelerin çoğunda Türklere karşı saldıganca bir tutum sergilemiş, sadece Türklere değil, Müslümanlığa, Osmanlılara karşı da hakaret ederek ileri gitmiştir.
Açıkçası hazmedeğemediğimi söylemeliyim. Kitapta olumsuz bulduğum bir başka durum da kadınlara karşı zayıf kişilikli tarzında yakıştırmalar da bulunulması ayrıca rahatsız ediciydi. Ve son olarak fazlaca uzun tutulmuş olmasından kaynaklı da yorucu bir okuma olduğunu söylemeliyim.
#kitapalıntıları :
"Zamanın silmediği anı, ölümün dindirmediği acı yoktur."
"... Ne kötülükler, ne de iyilikler, daimî olamaz; kötülük uzun sürdüğüne göre de, iyilik yakında demektir."
·
81 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.