Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

112 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Türkân-ı Çepni Ne Anlatıyor?
Çepni Serhat'ın Yayımlanan İlk Eseri. Karadeniz'in Fatihleri: Türkân-ı Çepni Ne anlatıyor bu eser? Neyi konu ediniyor? Bu soruların yanıtlanabilmesi için, ilk olarak okuyucunun "Çepni Türkleri'ni" öğrenmesi gerek. Kimdir Çepniler? Oğuz boylarının biri, bir Oğuz - Türk boyu/kabilesi. Ve bunların yanında, hikâye Karadeniz'de geçiyor, hmm... Peki ama ya niçin? Niçin Isparta tarafları değil, niçin Akdeniz veya Ege tarafları değil? Niçin dünyanın farklı bir bölgesi değil? Niçin Karadeniz'in diğer tarafı, tam karşısı söz konusu değil? Karadeniz'in derken veyahut, Serhat, Karadeniz'in hangi bölümünü bu eserde konu ediniyor sözgelimi? Merhaba arkadaşlar! Bendeniz, Çepni Serhat. Bu ismi, yani "Çepni" ismini kullanıyor olma sebebim, dedemin (Çepni Hüseyin Öztürk - ölüm yılı/1803) Çepni ismini taşıyor olmasıydı. Köyümüz Yeşilova'da bizleri "Çepnioğulları" diye anarlar. İş yerlerimizin adında bile ara ara Çepnioğlu lâkabına rastlayabilirsiniz. Babam kuafördür, dükkânının adı "Çepnioğlu Erkek Kuaförü" idi. Küçükken baba tarafından olan dedemle çok vakit geçirmişimdir. Kendileri tarihle ve siyasetle çok ilgililerdir. E ağaç da yaş iken eğilir, eğildik o dönemlerde. Kafama oturdu. - Araştıracağım ben tarihimi! Dükkânda büyük bir radyomuz vardı. Radyo, bir çekmecenin içerisinde dururdu. Çekmecenin kapağına Çepni tamgası nakşedilmişti. Yahu, küçüğüm o zamanlar, insan o garip simgenin ne olduğunu anlamaya çalışıyor. Tabii, çevrene soruyorsun, ilk bilgilerini orada ediniyorsun. Merakın katlandıkça katlanıyor. Akabinde, zaten Trabzon'da büyümüşsün... Her tarafın tarihî eserlerle dolu. Köprüler, kaleler, burçlar, saraylar, zindanlar, limanlar, uçurumlar, deniz, şapeller, mezarlar, dehlizler, kiliseler, kiliselerdeki işlemeler ve renkli renkli freskler. Yahu! Tarihe merak duymamak mümkün mü benim için? İnsan ilk önce kendisini ve çevresini anlamaya çalışıyor. Nerede bulunuyorum? Burası nasıl bir yer? Bunları kim veya kimler inşaa etti? Buradan kimler geldi geçti? Ne düşündüler de bunları yaptılar? Neden bu şey bu konumda? Vs. Detay çok. Küçüklük çağlarımdan bugünlere değin, böyle tarihî bir ortamla çepeçevre kuşatıldığım için, benden böyle bir eser çıkması, eh tahmin edersiniz ki pek normal. Ve doğal, aynı zamanda... Sevgili arkadaşlar; Karadeniz, konumu itibariyle, bitki örtüsü ve iklimi dolayısıyla tarih içerisinde pek çok halkın evi olmuş. Bir zaman öyle olmuş ki Kimmerler, İskitler, Göktürkler bile buralara at sürmüşler. Persler de dahil. Trabzon desen, dönemlerin en gözde liman kenti imiş. Ben de, böyle bir şanlı ve görkemli geçmişe sahip Trabzon'da doğmuş bir kişioğlu olarak, şehrimin geçmişine takılı kaldım bir dönem, ki halâ çok severim buranın tarihini. Öyle, Çepniyim diye de ayırmam bu arada, Rum'u ve Türk'ü birbirinden. Yani, ayrıştırmam; Türk'ü, Ermeniyi, Rum'u, Hemşinliyi, Gürcüyü, Laz'ı birbirinden. Çünkü hep bir arada bulunmuşlar bu halklar. Elbet çatışmışlar bir vakit lâkin, bugüne bugün kalmadı zaten böyle tanımlamalar, herkes iyi: herkes bir tanımın ve bir bayrağın altında "bir" Asıl meseleye gelecek olursam, bu eserin, yani Türkân-ı Çepni'nin çıkış noktası: Pontus Sorunu'dur. Bir kısım bölücü kimseler, tarihi çarpıtarak, dışarıdan fonlanarak (özellikle Yunanistan'dan destek alarak) kimi Greek'lerin megalo/megali ideasına hizmet etmektedirler. Bu şahıslar, buradaki Türk varlığını, yani Karadeniz'deki Türk insanını, Türklük bilincini yadsımaktadırlar. Hiçe saymaktalar. Öyle ki, bugün çok büyük oranda, hemen her kişi, Karadenizli veya Trabzonlu insanları Laz olarak bilmektedir. Oysa ki Lazlar çoğunlukla Rize ve Artvin'de "azınlık" olarak bulunmaktadırlar. Dahası, buraya yapıştırılan bazı damgalar vardır ki, insanlarımız bilgisiz olduklarından, kolayca kötü emelli insanların dayatmalarına boyun eğip, yanlış bilgileri kabul etmektedirler, rahatça. Kimi zaman misyonerler aracılığıyla Karadeniz'de bulunan köylere Rumca sözlükler bırakılır. Tüm bunlara ve daha fazlasına rağmen, şöyle dönüp bir geçmişe baktığımızda, Karadeniz'de bir Türkmen varlığı görüyoruz, tarih araştırmacıları olarak. Canik beyliklerini görüyoruz. İrili ufaklı, parça parça, taa Trabzon sarayına kadar uzanan bir Türkmen varlığına şahit oluyoruz. Öyle ki, Trabzon imparatorları, kızlarını bu Türk beyliklerinin başındaki beylere veriyorlar, vermek zorunda kalıyorlar. Anlayacağınız, Karadeniz'in tarihini anlatmak ve yaymak, bir seri başlatmak, tabiri caizse zorunluluktu. Ben, bu ihtiyacı karşılamak için yola düştüm. Ve nihayetinde, uzun bir tarihi araştırma ve okuma sonrası, kronolojik sıraya göre Karadeniz'deki beylikler dönemini, Trabzon İmparatorluğu tarihini anlatmaya başladım. Tarihi, roman sayesinde okuyucuyla buluşturmaya çalıştım. Türkân-ı Çepni'de, Trabzon İmparatorluğu ile daha yakın ilişkiler kuran Bayramoğulları Beyliğini daha fazla ön plana çıkardım. Tarihi kaynaklarda geçen olaylara dayanarak, tarihi kaynaklarda tarif edilen mekânları eserime yerleştirerek, Trabzon'un fetih sürecini kademe kademe kaleme almaya başlamış oldum. Türkân-ı Çepni, öncül ve başlangıç denemeydi.
Karadenizin Fatihleri Türkan-ı Çepni
Karadenizin Fatihleri Türkan-ı ÇepniÇepni Serhat Öztürk · Panu Kitap · 20216 okunma
·
109 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.