Kitabı ve incelemeyi okuyan arkadaşlar eleştirirseniz çok sevinirim.
Başlamadan bana kitabı hediye eden ve bu platformla tanışmama vesile olan çok kıymetli hocam 
Nehir Nehir hanımefendiye çok teşekkür ederim.
Her zaman bana sorular sorduran,kafamda şimşekler çaktıran ve beni sarsan kitapları daha çok sevmişimdir. İşte kesin inançlılar kitabı da sözünü ettiğim şekilde beni etkilemiştir. Kitap okuma önerisi yapmayı doğru bulmayanlardanım ve kendimde bunun haddinide görmüyorum. Fakat okunması gerekli olduğunu söylemekten geri durmayacağım. Kabaca kitabın ana konusuna gelecek olursak ve bize ne anlatıyor, hangi cevapları veriyor diye sorduğumuzda yazarımızın kitabın önsözünde belirttiği gibi "Bu kitap temel olarak,kitle hareketlerinin aktif,uyanışçı aşamasıyla ilgilenmektedir". Böylece bizlere nedir bu aktif uyanış' sorusunu sorduruyor. Kitap içerik olarak dört bölümden oluşuyor,alt başlıklarıyla birlikte tek tek incelenmesi üzerine uzun uzun düşünülmesi,eleştirilmesi,tartışılması gerektiğini düşünüyorum.(bu değerlendirmeyi burada yapmayacağım)Başta belirttiğim gibi sorular sorduran kitaplardan bir tanesi olduğundan dolayı ben başka bir yerden bakmak istiyorum. Dar anlamda psikolojik-sosyal-politik bağlamda kitle hareketinin aktif uyanışçı aşaması olduğunu söylemeliyim. Peki nedir bu hareketleri aktif uyanışçı ve cazip duruma getiren sebepler?
Milliyetçilik,din,devrimci hareketlerin kesin inançlılığı dogmatik mi? Kesin inançlılık sınıf savaşı mı yoksa psikolojik olarak yine yazarın dediği gibi "hüsrana uğramışların" savaşı mı? Sözü edilen aktif uyanışın nasıl harekete geçirildiğini ise kısmen işlemiş.( Elbette günün koşulları ve işlendiği araçlar farklılıklar gösterir) Gel gelelim konuya emperyalist,kapitalist pencereden bakacak olursak sorunlara daha fazla ışık tutabileceğimiz kanısındayım. Nedir peki kitleyi harekete geçiren etkiler? [kitleler-sürü](fanatik ve ikna edilmiş)-[kesin inançlı]
Nerden beslenirler neden böyle dogmatik inançlara sahibiz?
Neden saldırganız,neden hiç tanımadığınız,görmediğimiz ya da dün komşu olduğumuz insanlara dilinden,dininden,ırkından,ideolojisinden dolayı düşman oluruz? Sadece psikolojik veya darwinist yaklaşımla baktığımızda sis perdesi tamamen kalkar mı?
Herhangi bir ülkenin başta eğitimi olmak üzere kitle iletişim araçları,ekonomisi ve sağlık sektörü ve hatta askeri sistemi kendisini tahakküm altına almaya çalışan başka ülkelerin etkisi altındaysa orada kitle hareketleri NGO lar eliyle daha kolay hızlandırılır. (Non-Governmental Organisation) yani "hükümet dışı kuruluşlar- sivil toplum örgütleri"İşte bu kayıt dışı çalışan örgütler el altından fonlamalar yaparlar ve böylece iletişimden yararlanarak kitlelerin bilinç dışlarına ya da bilinçlerine "öteki" olanla ilgili etkili propagandalar yaparlar. Kara propaganda,gri propaganda ve beyaz propaganda bunların bazı çeşitleridir. İnanmaya yatkın "hüsrana uğramışlar" bunlardan psikolojik olarak etkilenirler( kitapta psikolojik çözümlemeleri bulabilirsiniz) kısaca daha fazla uzatmadan sorular sormaya devam edelim kesin inançlılık-kitle hareketleri-salt psiko-politik mi?
Kesin inançlılar kimlerdir?
Kitleler kesin inançlıklarını sadece "hüsrana uğramış"olmaktan mı alırlar? (Dini,milliyetçi,devrimci anlamda)
Ötekine düşmanlık salt psikolojik mi?
Kitle ve iktidar(yani güç odakları) arasında ne gibi birliktelik var?
Kitleler nasıl kışkırtılıyor,nasıl aktif hale getiriliyor?
Kesin inançlı olan birisi nasıl karşı tarafa geçmeye ikna ediliyor?
Düşmanlık yaratacak kadar kesin inançlar nelerdir?
Kolektif hareket eden kesin inançlılık nasıl uzun süre varlığını sürdürebiliyor?
Değişim arzusu var mı?
Kesin inançlı neden ikame arzusunu benimsiyor?
Kesin inaçlılığın kitlesel tanımı hüsrana uğramışlar mı, sınıf savaşımı mı olarak görülmeli?
Her hüsrana uğramış kitle mi?
Kitle ve sürü arasında ne gibi farklar vardır?
Son söz olarak ne yazarsam söylersem mutlaka eksik kalacaktır. Daha çok kitapta göremediklerime dikkat çekmeye çalıştım diyebilirim.
·
42 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.