Martin Eden... Açıkçası sonunun böyle bitmesine üzülmedim değil. Yarım kalmışlık hissi uyandırdı bende. Yazmak istedi, içindeki yeteneği ortaya çıkarmak istedi. Başardı da... Başta editörler yazılarını geri çevirdi,( belki de editörler hakkında söylediklerinde haklıdır.) Kimse inanmadı ona. Ama o vazgeçmedi. Her şeyin bittiğini düşündüğü anda yeniden tutundu hayaline. Yazıları ünlenip kitapları çıktığında herkes bir anda hayran oluverdi Martin Eden'a. Eden, hep sorup durdu kendi kendine. Eskiden benden ve düşüncelerimden nefret edenler şimdi nasıl oluyor da bu denli sevgi besliyordu eserlerime, bana , düşüncelerime... Oysa o aynı Martin'di. İhtiyacı varken ona yardım etmeyenler, bir anda onunla akşam yemeği yemeyi bir şeref meselesi haline getirir olmuştu. Fakat o ona inanmayanların bile dileklerini gerçekleştirdi. Sevdiği kadın bile inanmadı onun bir gün hayallerini gerçekleştireceğine... Eden, çok değişti.Hikayenin sonunda Ruth(burjuvaziye ait olan sevdiği kadın) da bambaşka biri oldu tabii.. Eden değişti fakat bazı gerçeklerle tanıştı. Hayran olduğu burjuvazinin ne kadar aşağı bir kesim olduğunu gördü. Ne eski Martin Eden olabildi ne de eskiden hayran olduğu burjuvaziye ait olmak istedi. Hayata dair bütün hevesini kaybettiği anda kendini ait olduğu yere bıraktı. Denize... Martin Eden'ın vefasına, azmine hayran oldum. Ben Eden'ı çok sevdim.

Martin EdenJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202391,4bin okunma

·

22 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Elif Nur Şimşek