Haruki Murakami nin yazarlığı, olağanüstü hayal gücüne ve kurgulara sahip olmasıyla tanınır. Her kitabı, farklı bir dünyaya, karakterlere ve olaylara sahiptir. Bu başarı, yazarın okuyucuyu etkileyen en önemli özelliklerinden biridir.
Zemberekkuşu'nun Güncesi kitabı, sembolizm ve metaforlarla dolu derin anlamlar içeren bir kitaptır. Anlatıcısı ve baş karakteri Toru Okada’nın hayatındaki farklı karakterlerin etrafında dönen hikaye, kayıp kedilerin ve Toru’nun eşi Kumiko’nun arayışı ile başlar.
Kitap boyunca yinelenecek bir eylem olarak kuyuya inme metaforu ortaya çıkar.
May Kasahara'nın kendi iç dünyasına bir yolculuk yapması sırasında, kuyuya inme metaforu kullanılır. Kendi iç dünyasında kaybolmuş ve kendini yalnız hissetmektedir. Bu durumda, kuyuya inmek onun için bir kurtuluş, özgürlük ve kendini keşfetme aracıdır.
May, kuyuya inerken düşünceleri şöyle aktarılır: "Düşüncelerim kuyunun derinliklerine doğru iniyordu. Yüzeyde kalanların tamamını boş veriyordum. Buralarda bir şeyler keşfetmenin, gerçek dünyada yüzeye çıkmadan önce kendimi tamir etmenin tek yolu buydu."
Kuyuya inme metaforu, May'in iç dünyasına yaptığı bu yolculukta ona yol gösterir ve kendini keşfetmesine yardımcı olur. Ayrıca, bu metafor, kitap boyunca diğer karakterlerin de benzer bir yolculuk yapmasına ve kendilerini keşfetmelerine imkan tanır.
"Kuyuya inmek özgürlükten ibaretti. Sıradan bir insanın hayatı boyunca hissettiği bütün ağırlıklardan kurtulmak, bütün sınırlamalardan kurtulmak, kendini sonsuz bir boşluğa bırakmak, hiçbir şey yapmadan öylece beklemek... Kuyunun içinde, kendi özgürlüğüne sahip olduğunu hissettiği bir dünya yaratıyordu. Ve bu dünya, başka hiçbir yerde bulamayacağı bir huzurun, dinginliğin ve güvenin kaynağıydı."
Kitap, sıradan bir insanın hayatını anlatan bir kitap değildir. Karakterlerin iç dünyalarına inen, sıradışı ve merak uyandıran bir hikaye anlatır.
Haruki Murakami 'nin dilindeki sade ve akıcı anlatım, okuyucuyu hikayenin içine çeker ve onu karakterlerin dünyasına taşır. Kitapta yer alan karakterlerin gizemli geçmişleri, okuyucunun onların davranışlarını ve kararlarını daha iyi anlamasına yardımcı olur.
Ayrıca, kitapta yer alan müzik ve edebiyat referansları da oldukça zengindir. Müzik referansları arasında, İtalyan besteci Antonio Vivaldi, İngiliz rock grubu The Beatles, Amerikalı caz piyanisti Thelonious Monk ve Amerikalı rock müzik grubu The Lovin' Spoonful gibi isimler bulunur. Özellikle The Beatles ve The Lovin' Spoonful, kitapta birkaç kez bahsedilen gruplardandır. Ana karakterin eski sevgilisi Junko, The Beatles'ın "Norwegian Wood" şarkısının sözlerini göndererek onunla bir buluşma ayarlar. Kitapta yer alan edebiyat referansları arasında ise, Amerikalı yazar
Haruki Murakami , müzik ve edebiyat referanslarıyla okuyuculara farklı bir bakış açısı sunar ve onların bu referanslar aracılığıyla hikayeyi daha iyi anlamasını sağlar.
Rüyalar, sanrılar ve astral seyahatler gibi konular da kitapta yer almaktadır. Bu unsurlar kitabın daha da derinleşmesine katkıda bulunuyor. Yazar, gerçeklik ve hayal dünyası arasındaki ince çizgiyi göstererek okuyucunun kendini sorgulamasına neden oluyor.