Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

248 syf.
8/10 puan verdi
·
24 saatte okudu
Hurda bahaneydi, tüm şehri seni bulmak için dolaşan bir divaneyim
Hakan Yaman
Hakan Yaman
'dan okuduğum ilk kitap.
Kitap Dünyam
Kitap Dünyam
Serkan Hoca'nın telegram okuma ekibi ile keyifle okuduk. 2009 Yunus Nadi Roman Ödülü ile taçlandırılan kitap size güzel bir okuma serüveni sunacaktır. Kitabın en sevdiğim yanı şiirsel ve duru dili. Adeta iki arkadaş oturup kendi aralarında hasbihal eder tarzda yazılan kitabın büyük bölümde bu dil o kadar baskındır ki herhangi bir paragrafı alıp cümleleri alt alta yazıp şiir diye piyasaya sürseniz sırıtmaz. Ana karakterimiz Suphi biraz içine kapanık, toplumdan uzak, kendini fiziksel olarak beğenmeyen 23 yaşında bir delikanlıdır. Topluma karşı olan bu uzaklık aile içinde babasına olan yabancılık ile başlar. Demiryolu işçisi olan baba klasik Türk aile yapısındaki babalar gibi ne kadar sevse de sevgisini göstermeye çekinen tiplerden. Yazarın tabiri ile hep çalışan ve yorgun "çalışma olduğunu gösteren trafik uyarı işaretindeki o kürekli yorgun adam", burna dolan kurum gibi devletin demiri ve kaçak cigara kokan adam. Suphi yalnız kalan her insanın yaptığı gibi bir meşguliyet ararken fotoğrafçılık ile tanışır, evde kullanılmayan alaturka tuvaletin üstüne tahta ile kapatıp o ufacık alanı karanlık odaya çevirir. Bundan sonra vaktinin büyük bölümünü hayatı gibi karanlık olan bu odada geçirmeye başlar. Bu sırada ailenin muzip ve köşeyi kolay yoldan dönmeye çalışan, ganyan bayi sahibi Şahbender Dayı ortaya çıkar. Bulduğu define haritaları ile önce Anadolu'nun orta noktasında, sonrasında Istanbul'un göbeğinde define aramaya başlar. Keşif gezisine çıktığı bir gün Suphi'nin objektifine yüzüne bakmaya doyum olmaz, afet-i devran, güzelliğini anlatmaya mürekkeplerin ve mahir kalemlerin yetmeyeceği dünyaya inmiş bir melek suretinde bir kadın takılır. Suphi bu kadını sokak sokak, ev ev aramaya koyulur. Akıntısı bol denizde ayakta durmaya çalışan sandalcı gibi sağa sola savrulur. "Hurda bahaneydi, tüm şehri seni bulmak için dolaşan bir divaneyim" diyen hurdacı misali hem define serüvenine devam edip hem de gizemli aşkını aramaktan vazgeçmez. Kitabın sonunda bakalım Şahbender Dayı ile define bulunacak mı? Suphi için gerçek hazine anlamına gelen platonik aşkı bulabilecek mi? Yazarın tabiri ile "tek karelik ve bir buselik fotoroman" sinema filmine dönüşebilecek mi? Yazarın yalnızlık ve zaman hakkında çok ince ve güzel tahlilleri mevcut. Zaman bazen "sessiz bir cami avlusunun şadırvanındaki su sesi" olup gürültülü geçerken, bazen "kör bir kol saati" ve "havada asılı kalan duman" kadar yavaş, bazen de "kartalın yılanı kaptığı" ve "hızla giden trende geriye doğru gidiyormuş gibi görünen ağaçlar" kadar hızlı akar. Ama maalesef zaman terazisi bizden bağımsız akardı ve maalesef kimimizin bahtına hassas kuyumcu terazisi, kimimizin eline ise şirazesi kaymış paslı demir kefeli eşit kollu olmayan bir terazi düşerdi. Velhasıl-ı kelam okuyun, okutun. Keyifli okumalar, kitapla kalın Not: Kitapta yer yer geçen "uzatıyorum galiba, ha bitti, ha bitecek, sizi sıkmıyorumdur inşallah" gibi tabirlere takılmayalım, sonu çok güzel bağlanacak
Fotoğraftaki Kadın
Fotoğraftaki KadınHakan Yaman · Sia Kitap · 2021103 okunma
··
290 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.