Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Bu meselenin ardındaki kuramı anlıyor musun? dedi babam. Yok, hayır, dedi amcam. -Ama bazı fikirlerden söz ediyorsun, dedi babam.­ -Atımdan söz ettiğim kadar, diye onu yanıtladı amcam. Tanrı yardımcım olsun! diye haykırdı babam, yukarılara bakarak ve ellerini bitiştirip,-senin bu dürüst cehaletinin belli bir değeri var, kardeşim Toby,-bu cehaleti bir bilgi ile değiş tokuş etmek neredeyse yazık olacak.-Ama ben gene de sana aktarayım.- Zaman'ın ne olduğunu hatasız olarak anlamamız için,-zira bunu bilmeden sonsuzluk fikrini asla kavrayamayız, çünkü ikisi birbirinin ayrılmaz parçalarıdır- süre konusundaki fikrimizi gözden geçirmemiz gerekir;-Bu kimi ilgilendirir ki? dedi amcam Toby. "Eğer gözlerinizi kendi zihninize çevirirseniz",* diye sözünü sürdürdü babam, "ve dikkatle izlerseniz, göreceksiniz ki kardeşim, siz ve ben burada konuşup düşünür ve pipolanmızı tüttürürken; ya da zihnimizden birbirini izleyen düşüncelerin geçtiğini algılarken, var olduğumuzun bilincine varırız; ve, varoluşu ya da varoluşumuzun sürekliliğini böylece bilebilir, ya da zihnimizdeki düşünceler silsilesiyle ilgili herhangi başka bir şeyin, kendi süremizin ya da düşüncelerimizle bağdaşık herhangi bir şeyin-bu önceden algılanmış olan"-Beni serseme çevirdin! diye haykırdı Toby amcam. -İşte bu yüzden, diye onu yanıtladı babam, zaman'ı hesaplarken, onu dakikalara, haftalara, aylara bölmeye, saatlere bakarak ölçmeye (ve çalar saatlere, keşke bu ülkede tek bir saat olmasaydı)(1) o denli alışmışız ki, hem kendimizin hem de hayatımızdakilerin zamanını hesaplarken, bu gidişle belki de bir zaman sonra zihnimizden geçmekte olan fikirler silsilesinin de bize hiçbir yararı, faydası olmayacak. Şimdi, ister bilincinde olalım ister olmayalım, aklı başında her adamın, diye sözünü sürdürdü babam, sürekli olarak zihninden bir dizi şu ya da bu düşünce geçmektedir ve bunlar birbirlerini adeta bir katardaki arabalar-Topçu alayının katarı gibi mi? dedi amcam Toby-Saçmalama! dedi babam,-arabalar gibi belirli aralıklarla birbirini izlerler, tıpkı bir mumun ısısıyla dönen bir fenerin içindeki imgeler gibi.-Yemin ederim, dedi amcam Toby, benimki daha çok şömine fırıldağına(2) benziyor.-Şu halde kardeşim Toby, sana bu konuda söyleyeceklerim bitmiştir, dedi babam. * Vid. Locke. [Sterne'in dipnotu. ] Bu parçanın ana fikri Essay Concerning Human Understanding'den (ıı. xiv. 3.) alınmıştır. (1) ülkede tek bir saat: Burada "Saatçiler Tristram Slrandy'nin Hayatı ve Görüşleri'nin Yazarına İsyan Ediyor" adlı yazarı bilinmeyen küçük bir kitapçığa gönderme yapılıyor. Londra'da 1760'ta yayımlanmıştır. Sterne'i yarı ciddi yarı şaka eleştirir. (2) şömine fırıldağı: Ocaklarda et kızartma çubuğunu sıcak hava cereyanından yararlanarak çeviren mekanizma.
Sayfa 203 - III. Kitap - 1760, XVIII. BölümKitabı okudu
·
33 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.