“Dük Mu sık sık Zisi’yi ziyaret ederdi. Ona “Eski çağlarda bin tane savaş arabası olan devletlerin kralları centilmenlerle nasıl dostluk ederlerdi?” diye sordu. Zisi rahatsızlık duydu. “Eskiler onlara hizmet etmekten konuşurlardı, dostluk etmekten değil.” Hoşnutsuzluğunun sebebi elbette buydu.
“Konum bakımından siz bir prenssiniz, ben de uyruğunuzum. Sizinle dost
olmaya nasıl cüret edebilirim? Ama erdem açısından sizin bana hizmet etmeniz gerekir. Nasıl benimle dostluk etmeyi düşünebilirsiniz?” 186”
Belli ki, Konfüçyüsçüler de dostluğun üst ve ast konumdakiler arasında değil, ancak eşitler arasında olabileceği konusunda Aristoteles'le aynı fikirdeydiler. Burada, centilmen hükümdarın kuşkulu meşruluğunu geçici olarak kabul ederken kendi erdeminin üstünlüğünde ısrarlıdır.