Günaydın! Mutlu hafta sonları. Önümüzdeki haftadan itibaren ülkemiz ve milletimiz adına aydınlık bir gelecek, hayırlı ve huzurlu yıllar diliyorum. Ölümlü dünya için insanların siyasi sebeplerle birbirinin kalbini kırmadığı bir geleceğe devam edeceğimiz bir dönem olsun diyorum ve Kemal Tahir incelememe başlıyorum. Kemal Tahir okumaya başlamışız artık ve en güzel tarafı kısa kitaplar olmaması. Bizleri içine hapseden eserlerle ilerlemek çok güzel oluyor ilk başlarda. Büyük amcamın yıllarca ağzından dinlediğimiz ve kalitesi, hikayesi, gördüğü desteğiyle sonuna kadar hayran olduğumuz ve hiç kötü hatıramızın olmadığı köy enstitüleri üzerine mükemmel demenin bile yavan kalacağı bir eser var karşımızda. Köy enstitülerini bu kadar kaliteli yapan ise şüphesiz hayatını öğrenmeye ve öğretmeye adamış değerli kıymetli öğretmenlerimiz. Romanın öyküsünün beni etkilemesi ise rahmetli Cüneyt Arkın ve onun milliyetçi izlerini taşımasıdır. Şimdi Milliyetçilik deyince insanlar yalnızca siyasi olarak düşündükleri için bu konuya biraz odaklanmak gerektiğini düşünüyorum. Milliyetçilik, bir milletin kalkınması için her ferdin üzerine düşen görevi yapmasıdır. Ülkesi ve toprakları için savaşan bir asker ne kadar milliyetçiyse onu giydiren, onu doyuran, ona bakan insanlar da her zerresine kadar o kadar milliyetçidir. İşte bu noktada 1943 yılına döneceğiz ve Çorum-Çankırı-Kastamonu bölgesinde bir Köy Enstitüsü (Dumanlı Boğazköy Enstitüsü) meselesine değineceğiz. Köylülerin karşı çıkmaları, istememeleri, gelenlerin yaşadığı zorluklar derken rahmetli Cüneyt Arkın’ın Öğretmen Kemal filmini aklıma sürekli getirdi. Böyle olması da çok iyi oldu açıkçası bu kitabın mutlaka esintilerinin olacağı bir şey bulacağımdan emindim. Araya eklenen detayları gördükçe, köylülerden birinin kıyafet tarzını yahut kullandığı herhangi bir aksesuara şahit oldukça şunu görüyorum ki Osman Sınav dizileri kadar detaycı, anlamlı ve mesajları bol bir eser okuyorum. Bu tarz gözlemler yalnızca kitaplardan öğrenilmez, araştırılarak ve görülerek öğrenilir. Meraklısı için eski baskısının da mevcut olduğunu lakin yeni baskıyı tercih ettiğimi belirteyim. Her zaman olduğu gibi yine ücret talep etmeden sevdiğiniz ve merak ettiklerinizi okumanız için buradayız. Murat Önen, Şirin Köy adlı yerin öğretmenidir. Emine karakteri de aynı şekilde öğretmendir. Deli Derviş romanda ne olduğunu anlayacağınız bir karakterdir. Zeynel Ağa ise kitabın en kötü karakteri ve kötülüğün karşısında neden dik durmamız gerektiğini en iyi anlatan karakter olarak karşımıza çıkar. Bunlar belli başlı karakterlerdir. Aynı zamanda saflığın ve dürüstlüğün timsali olan köylülerin aslında ne kadar uyanık olabildikleri ve ufak bir yönlendirme karşısında neler yapabildiklerinin de göstergesi olarak değerli bir kitaptır. Herkes köycülüğü öven yazılar yazarken bir eleştiri gibi kitap kaleme almak da o kadar kolay değildir. Aynı zamanda okuması zevkli bir kitap olduğunu da eklemek isterim. Çok başarılı ve etkileyici bulduğum bir eserdi, hepimize iyi okumalar dilerim..

Bozkırdaki ÇekirdekKemal Tahir · İthaki Yayınları · 20171,061 okunma

·

245 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.