Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

463 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
İyi Akşamlar! Dünya Savaşı ve etkileri üzerine yazılmış pek çok kitap biliyoruz. Herhangi bir savaş hatta terör olayı ve etkileri göz önüne alındığında, koca bir dünya savaşı ve bunun etkileri de kaçınılmazdır. Bu etkileri kaleme alan Kemal Tahir’in bir dönemi yansıtan eserleri de bu konuda önemli çalışmalardır. Aynı zamanda dönem aydınlarına yönelik üç bölümlük bir gönderme olarak da algılanabilir. Sınıfsal farklar ise bir o kadar önemli. Kâmil Bey karakteri ve ekonomik durumu dikkat çekici ilk kısımdır. Sonradan yaşadıkları ve geldiği işgal İstanbul’u ise okuyucuya iyi bir gözlem sunar. Yani Kâmil karakterinin Selim Paşa isimli çok zengin bir vezirin tek çocuğu olması, büyük bir mirası zamanla yiyip bitirmesinden çok onun gözlerinden geçtiği Çanakkale ve geldiği İstanbul’un durumu daha önemli ve verilmek istenen mesajın ana kısmıdır. İstanbul işgal edilmiş, şehirde sefalet başlamış, halk yaşananlara kızgın ve ufak başarılar bile halkın -sessizce bile olsa- sevinmesini sağlıyor. Ekonomik darboğaz ve bunun karşılığında hayatta kalmak, karnını doyurmak adına insanların mücadelesi de bir o kadar önemli. Aynı zamanda aydınlara değinmesi, çok iyi eğitim almış aydınlar başta olmak üzere herkesin her felakette kaçmadığı, bazılarının ülkesi için verdikleri, verebilecekleri mücadele de anlatılmış. Yani her aydın kişi esareti kabul edip sessizce oturup hiçbir şey yapmadan bana dokunmasınlar rahat edeyim düşüncesinde olmamış aksine bu vatan için ne yapabilirim, direniş veya direnişçiler için nasıl bir mücadele verebilirim diyenlere de odaklanmış kitap. Aynı zamanda 3 temel özellikli insanı işlemeyi de iyi başarmış. Yani bir yanda İstanbul Hükumeti diğer yanda Direnişçiler ve bir de Umursamazlar olarak 3’e ayırabiliriz bunları. Tarih okurları için ilgi çekici bir eser olduğunu söyleyebilirim. Olaylar üzerinden değil de fikirler üzerinden ilerlemesi de bunda önemli bir nokta. Şöyle bir eğitim geçmişini, okullarda öğretilenleri göz önüne aldığımızda her zaman savaş ruhuyla hareket eden, bağımsızlık ateşini yakmış insanların anlatıldığı tarihsel anlatımlar mevcutken kitapta 3 farklı düşüncenin de aktarılması ve üzerine yorum yapılması çok önemli. Çünkü korkmuş, umudunu yitirmiş, 600 yıllık inancı birkaç sene içinde yıkılmış insanların düşünceleri ve hatta düşünme yetilerini kaybetmeleri de önemli noktalardan ve psikolojik olarak bu insanların da kitaba eklenerek bir değerlendirme yapılması önemli. Aynı zamanda çok fazla olay olması biraz kitabın karışık gelmesine neden olabiliyor ama bu da böyle kapsamlı bir kitapta zaten beklenen bir durum diyebiliriz. Esir Şehrin İnsanları ve Esir Şehrin Mahpusu kitaplarını sırayla okuyacağım ama serinin son kitabı Yol Ayrımı biraz daha zaman sonra okunacak diyebilirim. Neresinden neyi anlatırsak anlatalım bitmeyecek bir eser diyebilirim bu kitap için. Gene de önemli, değinmemiz gereken, okurken ilgimizi çeken okuduktan sonra aklımızda kalan kısımları satırlara dökmeyi başardık. Kâmil Bey karakteri ise açıkçası başlarda soğuk baktığım ama sonradan ısındığım bir karakter oldu. Sanırım bu toplumsal sınıflara bakış açımız ve açıkçası inançsızlığımızın getirdiği ön yargılarımızdan kaynaklı bir durumdu diyerek kendimize de eleştirimizi yapalım. Benim için harika bir başlangıç kitabı oldu diyebilirim. Bu kadar etkileyici bir yakın tarih romanı çok az okumuşumdur. Diğerini okuyup son kitabı zamana bırakacağım. Hepimize iyi okumalar dilerim..
Esir Şehrin İnsanları
Esir Şehrin İnsanlarıKemal Tahir · İthaki Yayınları · 200510,2bin okunma
·
126 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.